Ramazan, dayanışma ve paylaşma ayıdır

İstanbul'da günler öncesinden Ramazan hazırlığı başladı. Çadırlar kuruldu, mahyalar asıldı, koliler hazırlandı. İş çıkışı iftara yetişemeyenler için iftariyelikler hazırlandı. Bütün belediye ekipleri, iş dünyası, sanat, spor, siyaset, iktidar, muhalefet ve yardım severler vatandaşlarımız Ramazan ayına özel dayanışma içerisinde yerini alıyor. 11 Ayın Sultanı Ramazan birlik, beraberlik, dayanışma ve paylaşmak için çok özel bir ay. Günümüz şartlarında özellikle de şu günlerde buna çok ihtiyacımız var. Pandemi süreci bilindiği üzere yasaklı zorlu bir süreçti. Bu iki yıl içerisinde geçen sürede camiler, ibadethanelere 1 Nisan Cuma günü itibariyle yerini sevince, coşkuya bıraktı. Türkiye'nin her bir köşesinde görülen güzel dayanışma örnekleri Ramazan sonrasında da çoğalması dileğiyle. Ramazan ayı beslenme alışkanlıklarının belirgin bir şekilde değiştiği dönemlerden biridir. Oruç tutan bireylerin yaş, cinsiyet ve fiziksel aktivitelerine göre günlük almaları gereken enerji, protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineral oranlarında herhangi bir değişiklik olmaz. Bu süre zarfında sağlığın korunması açısından yeterli ve dengeli beslenmeye devam edilmesi gerekir. Türk Böbrek Vakfı'ndan konunun uzmanı Diyetisyen Gökçen Efe Aydın ile sizler için konuştum. Ramazan ayında; sahur ve iftar olmak üzere iki ana öğün vardır. İftardan sonra 1-1.5 saat aralıklarla iki ara öğün şeklinde düzenlenmelidir. İftara peynir, domates, zeytin gibi kahvaltılıklar veya çorba gibi hafif yemeklerle başlanılması, 10-15 dakika sonra az yağlı et yemeği, sebze yemeği veya salatayla devam edilmesi uygundur. Yine enerji veren ancak kan şekerini hızlı bir şekilde yükselten beyaz ekmek, pirinç pilavı gibi glisemik indeksi yüksek olan gıdalar yerine bulgur pilavı, kepekli ekmek veya kepekli makarna gibi posalı besinler tercih edilmelidir.