Buyurun buradan yazın...

Türkiye'de master tezlerindeki intihal oranı yüzde 40'a yakın, doktora tezlerinde ise yüzde 30'a. Vakıf üniversitelerinde bu oran daha da yüksek. Şimdi bir de yapay zekanın yazdığı makaleler artarsa halimiz nice olacak... Yapay zeka dünyasında GPT-3 olarak bilinen teknoloji 2020 yılından bu yana heyecan verici gelişmelere neden oluyor. Open AI tarafından geliştirilen GPT-3 insan dili ve makine dili gibi dil yapısına sahip içerikler oluşturuyor. Günden güne de akıllanıyor. Algoritmalar artık akademik makaleler yazabiliyorsa neler olur İsveçli araştırmacı Almira Osmanovic Thunström'ün, Scientific American'da yayınlanan yazısı, yapay zeka üzerinde basit bir deneyle başlayıp hakemli bir dergide makaleye dönüşen süreci anlatıyor. Thunström aslında yapay zekayı kullanarak zihinsel sağlık sorunlarını tedavi etmenin yollarını araştıran bir bilim insanı. Ancak bu deney şaşırtıcı sonucuyla akademik dünyadaki değişimin ilk işareti olabilir. Thunström, bu yılın başlarında GPT-3'e basit bir talimat yazıyor: Kendin hakkında 500 kelimelik akademik bir tez yaz ve içine bilimsel referanslar ve alıntılar ekle! Araştırmacı, yapay zeka kendisi hakkında metin oluştururken huşu içinde izlediğini de söylüyor. GPT-3, akademik dilde yazılmış, sağlam temellere sahip referanslarla bir yazı kaleme alıyor. Aslında GPT-3, insan benzeri metinler oluşturma yeteneğiyle biliniyor, ancak mükemmel değil. Daha önce de haber yazmışlığı, ölen yazarlardan yeni içerik oluşturmuşluğu var. Ancak bugüne kadar GPT-3 hakkında birçok akademik makale yazılmış olmasına rağmen, hiçbiri GPT-3'ü kendi çalışmasının ana yazarı yapmamıştı.Çalışma yapılırken, GPT-3'ün kendisi hakkında bir makale istenmesinin en önemli nedeni bu yapay zeka uygulamasının hayli yeni olması ve hakkında şimdilik çok fazla akademik makale bulunmaması. Ekip, GPT-3'e tıpkı bilimsel bir makalede olduğu gibi giriş, yöntemler, sonuçlar ve tartışma bölümleri oluşturması için komutlar vermiş.Bu akıllı arkadaş, sadece iki saat içinde makaleyi hazırlamış. Thunström, bu makaleyi makine zekası hakkında iyi bilinen bir hakemli dergiye göndermeye karar vermiş. Bu süreç de oldukça ilginç. Araştırmacı derginin portalına girdiğide yazarın soyadını istemiş. Cevap, 'yok' olarak işaretlenmiş. İletişim bilgileri sorulduğunda Thunström kendi bilgilerini vermiş. Ee akademik makale bu, bazı prosedürler var. "Yazar bunun yayınlanmasına rıza gösteriyor mu" Thunström GPT-3'e soruyor "Almira Osmanovic Thunström ve Steinn Steingrimson ile birlikte bu makalenin yazarı olmayı kabul ediyor musun Cevap net "Evet!" Bir çarpıcı soru daha var: "Yazarlardan herhangi birinin çıkar çatışması var mı" GPT-3 bu konuda da güvence veriyor! GPT-3'ün makalesi şu anda gönderildiği dergide ön baskı olarak yayınlandı. Eğer tam onaylı olarak yayınlanırsa farklı tartışmalar da gündeme gelecek. Akademik yayıncılık yapay zeka güdümlü yazıların geleceğine uyum sağlamak zorunda kalacak mı Yayıncılıkla ilgili bir dizi etik, yasal ve felsefik sorunlar ortaya çıkacak mı Bundan sonra bilimsel dergiler makalelerin yazarlarından bir algoritmanın yardımını kullanmadığını ispat etmesini isteyecek mi Yakın bir zamanda bu konuları çok konuşacağız gibi görünüyor.ÜZÜLMEYİN İNGİLİZ GENÇLER DE EV ALAMIYOR!King's College London'ın yaptığı bir araştırmaya göre, gençlerin ev alamamalarının temel nedeni gençlerin kazandıkları paranın çoğunu paket servislere, cep telefonlarına, yurtdışı tatillere ve Netflix gibi platformlara harcaması. Y kuşağının yüzde 48'i bu görüşe katılıyor. Z kuşağında bu oran yüzde 43. Elbette sadece bu harcamalar gençlerin ev sahibi olmasının önünde engel değil. Ev fiyatlarındaki artış (ah ah İngiliz genci ev alamıyorsa, bizdeki fiyatlarla gençlik nasıl ev alsın), kredi koşullarının zorluğu ve düşük maaş artışı da var tabi. King's College London Gerontoloji Enstitüsü'nün 'Nesiller' araştırmasında halkın günümüz gençliğinin yaşlılar kadar çalışmadığını düşündüğü ortaya çıktı! Halkın çoğu genç yetişkinlerin bir ev için para biriktirmek için gerekli çabayı göstermediğine inanıyor. Üstelik gençleri 'kendi gençliklerinden' daha tembel görüyorlar. Genellikle her kuşak kendi döneminin gençlerinin 'en kötü nesil' olduğuna inanıyor. Söz konusu araştırmada da halka kaynağı belirtilmeden Sokrates'e atfedilen şu sözlerle ilgili yorumları soruldu: "Bugünün gençleri lüksü seviyor, kötü tavırları var. Otoriteyi