Otuz yılıncı gün

1995 yılının Mart ayında, yani Yeni Şafak daha iki aylık bir gazete iken bu sütunda bu başlığı taşıyan bir yazı yazmıştım. O gün kastım, kendi hayatımın otuz yılıncı günü idi. Şimdi aradan otuz yıl geçtikten sonra bu defa yine aynı başlığı taşıyan bu yazıyla Yeni Şafak'ın otuzuncu yaş gününü kutluyorum.Dile kolay, bu gazetede ilk yazımın yayınlandığı o ilk Yeni Şafak nüshasının üstüne otuz yıl boyunca bin bir emek ve tükenmez bir gayretle nice nüshalar konmuş. O nüshalardan Türkiye'nin son otuz yıllık yakın tarihini okumak mümkün. Her ne kadar artık o ilk yıllar bize bugün artık uzak görünüyor olsa da, bu gerçek değişmiyor. Çünkü Türkiye'nin bize o uzak görünen günleri de aslında muhteva ve kodlarıyla 'yakın tarih'imize dahil...Yeni Şafak'la geçen o otuz yılın, içine sığan hadisata bakılınca bir yüzyıla bedel olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. İnternetin olmadığı bir zamanda başladı yayın hayatına Yeni Şafak; buna bakarak doğumunun başka bir yüzyılda gerçekleştiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Sadece takvimlerde tuttuğu yer bakımından değil; insanlık tarihinin bu çok temel değişimini her gün gazete çıkararak yaşamanın getirdiği başkalaşıma bire bir maruz kalmak bakımından da bu böyle... İnternetin hayatımıza girişi ve bugüne kadarki hızlı seyri, sadece teknolojik bir ilerlemenin değil, aynı zamanda zihinsel bir değişimin de miladı oldu. Benim en başından beri itidal ve hatta şüpheyle yaklaştığım bu değişim, varlığı yadsınamaz biçimde bugün de devam ediyor. Yeni Şafak her şeyi dönüştüren bu çarkın içinde rengini yitirmeden bugünlere geldi ve geleceğin getireceği yeni durumlara karşı da hazırlıklarını şimdiden yapıyor.Haber ve yazıların daktilo ile yazıldığı, faksla iletişim kurulduğu bir zamandan en üst seviyede dijital yayıncılık yapılan bir döneme geldik. Elbette kafadan iyi ya da kötü diyemeyeceğimiz, yanlışları ve doğrularıyla birlikte bakılması gereken bir değişim bu. Dünyanın her yeriyle iletişim kurmak artık çok kolay, ancak bunu doğrulukla yapmak bir o kadar zor. Teknoloji yazık ki, deformasyonu, dezenformasyonu, hatta kara kurguculuğu beraberinde getirdi. Böyle zamanlarda güvenilir haber ve bilginin, derinliğine fikir ve analizin değeri çok artıyor. Gazeteler kadrolarıyla karakter kazanır, Yeni Şafak gelecekte de genç kadrolarıyla doğruluğun tarafında olacaktır, buna inanıyorum.Hayatımın yarıdan bir fazlasını Yeni Şafak'ta yazarak geçirdim. Bu uzun yürüyüş sırasında beraber yola çıktığımız,