Bir Efes klasiği!

Yeni sezonda Panathinaikos'la anlaşan Ergin Ataman, Fenerbahçe galibiyeti sonrası çok doluydu. Kırgındı... 'Konuşacak çok şey var ama anlatamıyorum' dedi. Neden kırgın olduğu çok açık aslında... Önce 20 yıl önceye, sonra Efes'in Avrupa'yı 4 yıl domine ettiği döneme dönelim... Anadolu Efes 2000 yılında tarihinde ilk kez Final-Four'a kalmıştı. Coach Ergin Ataman'dı... Tarihi bir başarı elde etmişti. Ama Ergin Ataman 6 ay sonra başkan tarafından görevinden alındı. Kötü gidiş nedeniyle kan değişimi gerekiyormuş!! Aradan 20 yıl geçti. Efes onlarca antrenör, yüzlerce oyuncu değiştirdi, milyonlarca dolar para harcadı. Elde ise koskocaman bir 'sıfır' vardı. 20 yılda hiç bir şey değişmemiş Euroleague'i sonuncu bitirdikleri sezon tekrar takımın başına geçti Ergin Ataman. Kadroyu kurarken, Larkin dışında yıldız sayılacak bir oyuncu transfer etmedi. O da bir şey kazanamamıştı. Zalgiris'te Pangos'un yedeği olan Miçiç yardımcı oyun kurucu olarak alındı. Pleiss, Beaubouis, Moermann, Anderson, Simon, Motum ve Sertaç gibi Final-Four adayı hiç bir takımın almayı düşünmeyeceği isimlerle sözleşme imzaladı. Sonra da kariyeri dibe vuran, aylarca boş kalan Singleton takıma dahil oldu. 10-12 milyon dolarlık vasat sayılacak bir bütçeyle kuruldu bu takım ve 20 yıl sonra Efes Final-Four'a kaldı ve tarihinde ilk kez final oynadı. Bir yıl sonra ise ligi domine ettiler. Tüm rakipleri sürklase ediyorlardı. Real, Barca, Olympiakos kim gelirse gelsin ilk yarıdan 20 fark yapıp maçı bitiriyorlardı. Tabii ki maçlar oynanmadan kazanılmaz ama bana göre modern Euroleague tarihinin en iyi basketbol oynayan takımıydı Anadolu Efes. Sakatlık vs olmasaydı muhtemelen şampiyon olacaklardı ama Covid nedeniyle sezon iptal edildi. Kimsenin yüzüne bakmadığı oyuncularla... Ardından bu oyuncularla tarihinin ilk Euroleague şampiyonluğunu kazandı Anadolu Efes ve Ergin Ataman... Herkes diyor ya 'Miçiç-Larkin ve diğer yıldızlar bizde olsa biz de şampiyon oluruz'... O oyuncuların hiç biri yıldız değildi. Ne Miçiç, ne Moerman, ne Pleiss, ne Anderson ne diğerleri.. Ne de 29 yaşına kadar 10-11 değişik kulüpte oynayan, Anadolu'yu gezen Sertaç Şanlı. Takımın eskisi Dunston dışında şampiyonluk gören bir isim bile yoktu bu takımda. Hepsi takımla beraber gelişti, hepsi birer yıldız oldu. Tabii ki şampiyon oyuncuları tutmak için onlara şampiyon parası ödemek gerekiyordu. Bir çoğunun aldıkları ücret arttı. Miçiç-Larkin, (Mirotiç) hariç Avrupa'nın en çok kazanan oyuncuları arasında yer alıyordu. Fenerbahçe Beko daha pahalı bir takımdı Ama üst üste ikinci kez şampiyon oldukları sene yine de Efes'in bütçesi; örneğin o yıl Play-Off bile yapamayan De Colo, Vesely gibi yıldızlara sahip Fenerbahçe Beko'dan daha azdı mesela. (Buna Şehmuz, Starks, Floyd'un buy-outları ve şube maaşları dahil) Barcelona ve Real Madrid'i saymıyorum... Konuşuluyor ya; o bütçeler, o yıldızlarla herkes şampiyon olur. Öyle olmuyor işte... Kısacası Ergin Ataman ve takımı 4 yıl Avrupa'da fırtına gibi esti. 3 final, 2 şampiyonluk ve sayılmayan bir sezon. Anadolu Efes ve başkan Tuncay Özilhan'ın yıllardır hayalini kurduğu senaryolar gerçek oluyordu. Efes artık Avrupa'nın en büyüğüydü. Kupa zaferlerinin yanı sıra Ataman'ın en büyük başarısı ise o özlenen Efes ruhunu geri getirmiş olmasıydı. Yıllardır boş tribünlere oynayan, otobüslerle salona taraftar taşıyan kulüp, bedava bilet dağıtan kulüp artık 'kapalı gişe' oynuyordu her maçını. Sinan Erdem Spor Salonu tam kapasite dolarken binlerce bilet talebi de karşılıksız kalıyordu. Bu sene ne oldu Yalnış transfer hamleleri yapıldı. M'Baye, Pollonara, Ziziç gibi. Clyburn transferi büyük riskti. Miçiç ve Larkin varken bir büyük yıldızı daha sisteme adapte edebilmek kolay olmayacaktı. Ergin Ataman bunu başaramadı. Takım da kendi de sezona kötü başladı ve kötü bitirdi. Kendi de takım da bana göre gereken kontantrasyonu sağlayamadı. Efes tarihinin belki de en pahalı kadrolarından biriydi Clyburn-Miçiç-Larkin'li takım ve Play-Off'a kalamamak büyük hayal kırıklığıydı. İki yıl üst üste