Numan Aydoğan Ünal
turkdunyasihotmail.comTürkiye Cumhuriyeti hükûmetleri, Sovyetlerin dağılmasıyla yeni teşekkül eden Türk cumhuriyetleri ve muhtelif bölgelerdeki Türk toplulukları ile münasebetler kurdu. Yakın zamanda Türk dünyasında ilişkiler güçlendi. Artık "Türk Dünyası Bakanlığı" kurulmasının zamanı geldi!Türk dünyasında başta elçiliklerimiz olmak üzere Yunus Emre Enstitüsü, TİKA, TÜRKSOY ve daha birçok kurum kültürel faaliyetler yürütmektedir.Dünyada Türkler kadar geniş coğrafyalara yayılmış başka bir millet yoktur.20. asrın başlarından itibaren ülkemizde bir kısım milliyetçi, idealist fikir adamları, Türklerin tarihte olduğu gibi yine birleşerek potansiyel bir güç olabileceklerini dile getiriyorlardı. Ancak, Türkiye ve yurt dışındaki Türklerin başındaki siyasi sistem ve otoriteler, bu fikrin sosyal ve kültürel sahada dahi gündeme gelmesine imkân ve fırsat vermiyordu.Nitekim ülkemizde 1940'lı yıllarda, tek parti döneminde, birçok milliyetçi vatanperver aydın, ırkçı-faşist diye hapislere atılıyordu. Türkiye dışındaki bütün Türk dünyası ise tamamen komünist, sosyalist rejimlerin pençesi altında idi. Türkiye ile Türk dünyası arasında herhangi bir irtibat ve münasebet imkânsızdı.Dünyada Türkler kadar geniş coğrafyalara yayılmış başka bir millet yoktur. Türklerin, Türkiye'den sonra en çok yaşadıkları ülkeler; Rusya Federasyonu, Azerbaycan, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, Balkanlar-Rumeli ve bazı Avrupa ülkeleridir.1990'lı yıllardan itibaren Sovyetlerin dağılmasıyla, Türkiye Cumhuriyeti hükûmetleri, yeni teşekkül eden Türk cumhuriyetleri ve muhtelif bölgelerdeki Türk toplulukları ile yakın münasebetler kurdu. Türkiye'nin çeşitli şehirlerinde, devlet, hükûmet başkanları, siyaset adamları ve akademisyenlerin iştirakiyle Türk Dünyası Kurultayları yapıldı. Bunlar netice vermeye başlamıştır.Üniversitelerimizde "alfabe birliği" konusunda sempozyumlar düzenlendi. Geçen sene ise "Türk Dünyası Ortak Alfabesi" kabul edildi. Oluşturulan komisyon, 34 harften müteşekkil Latin temelli alfabe üzerinde mutabakata vardı. Böylece Türk halkları arasında irtibatı kolaylaştırma, alfabe ve terminolojide birlik sağlama hususunda dikkate şayan bir adım atılmış oldu.Öte yandan Türk dünyasında müşterek hikâyelerin ve kahramanların filmlerinin yapılması için Avrupa'daki Eurimages benzeri ortak bir sinema fonunun kurulması için de bazı niyetler ortaya konulduğu biliniyor. Bunun için yeni adımlar bekleniyor ama Türk ülkeleri arasında hâlihazırda birçok ortak sinema projesine imza atılıyor.TACİKİSTAN TÜRK YURDUDURÖte yandan Türkistan davasının büyük liderlerinden olan Özbekistanlı merhum Dr. Baymirza Hayıt, bir toplantıda sunduğu tebliğde "Tacikistan bir Türk yurdudur. Her ne kadar çoğunluğu Tacikçe konuşsa da, halkın önemli bir kısmı da Özbek lehçesi ile konuşmaktadır. Yani Türk'tür. Bu sebeple Tacikistan'ın, Türk Dünyası içinde değerlendirilmemesi büyük bir eksikliktir" dedi.SOVYETLER SONRASI TÜRK DÜNYASINDAKİ GELİŞMELERTürk dünyasını da içine alan Sovyetler Birliği'nin 1991 yılında dağılmasından sonra Türk dünyasında bazı önemli gelişmelere kapı aralanmıştır. Türk ülkeleri arasında kültürel iş birlikleri gelişmeye başlamıştır. Bu noktada bazı kurumlar öne çıkmıştır.Elçilikler:Sovyetlerin ortadan kalkmasıyla Azerbaycan, Türkmenistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Kazakistan bağımsızlıklarını ilan etti. Bu ülkeleri ilk defa Türkiye Cumhuriyeti tanıdı ve buralarda büyükelçilikler ve konsolosluklar açtı.Eğitim:Sovyetler'in dağılmasından sonra Kazakistan'ın Yesi şehrinde Hoca Ahmet Yesevi Türk-Kazak Üniversitesi ve Kırgızistan'ın Bişkek şehrinde Manas Türk-Kırgız Üniversiteleri kuruldu. Türk cumhuriyetleri ve topluluklarından gelen binlerce öğrenci ise Türkiye'nin çeşitli üniversitelerde okumaya başladı.Yunus Emre Enstitüsü (YEE):Yunus Emre Enstitüsünün gayesi, Türkçeyi, Türk dilini, tarihini, kültür ve sanatını tanıtmak, bunlarla ilgili bilgi ve belgeleri dünyanın istifadesine sunmak; Türkiye'nin diğer ülkelerle kültürel münasebetlerini geliştirmektir. 2007'de kanunla kurulan Yunus Emre Vakfı'na bağlı bir kuruluştur. Merkezi İstanbul'dadır. 80 farklı ülkede şubesi bulunmaktadır. Enstitü, Türkçe eğitimlerinin yanı sıra kültür merkezleri aracılığıyla kültür ve sanatımızı tanıtmak amacıyla birçok faaliyet düzenlenmektedir.Uluslararası Türk Kültür Teşkilatı (TÜRKSOY):1993 yılında Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Türkiye Kültür Bakanlıkları tarafından kuruldu. Genel merkezi Ankara'dadır. Gayesi; kültür ve sanat sahasında değerlerimizin, varlıklarımızın ve dilimizin yüceltilmesi için çalışmalar yapmak, Türk halklarının gönül birliğini, kardeşliğini güçlendirmek, ortak Türk kültürünü, gelecek nesillere ve dünyaya tanıtmaktır.Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA):TİKA, 1992'de kuruldu. Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı bir teşkilattır. Merkezi Ankara'dadır. Gayesi, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk devletleri ile sosyal ve kültürel alanda destekleri koordine ederek ortak tarihi ve kültürel mirası korumaktır. TİKA bugüne kadar Balkanlarda ve Orta Asya'da ecdat yadigârı pek çok eseri yeniledi, restore etti. Kurum, ofislerinin bulunduğu ülkelerle beraber 5 kıtada 150'ye yakın ülkede kalkınma merkezli iş birliği çalışmaları yapmakta.Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB):YTB, Türkiye Cumhuriyeti Turizm Bakanlığına bağlı, özel bütçeli bir kamu kuruluşudur. 2010 yılında kuruldu, merkezi Ankara'dadır. Gayesi, yurt dışında yaşayan Türkler, soydaş ve akraba toplulukları, Türkiye'de öğrenim gören milletlerarası burslu öğrencilerle ilgili hizmetleri koordine etmektir.Türk Devletleri Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA):Eski adı, Türk Dili Konuşan Ülkeler Asamblesi idi. 2008 tarihinde İstanbul Dolmabahçe Sarayı'nda, Azerbaycan, Kırgızistan ve Türkiye Cumhuriyeti Parlamento başkanlarının imzaladığı bir anlaşmayla kuruldu. 29 Eylül 2009 tarihinde Azerbaycan Cumhuriyeti başşehri Bakü'de ilk genel kurul toplantısı yapıldı. İç tüzük hazırlandı. Sekretarya kuruldu. Merkezi Bakü'dür. Türkpa'nın gayesi; Parlamento diplomasisinin geliştirilmesi suretiyle, üye ülkeler arasındaki mevcut bağları kuvvetlendirmek; hukuki ve ekonomik açıdan güçlendirmek, tabii kaynakların tam ve verimli kullanılmasını sağlamak suretiyle refahın yükselmesine, sosyal ve kültürel sahadaki münasebetlerin ilerlemesine katkıda bulunmaktır.