Suçun önlenmesinde ailenin rolü

Prof. Dr. Burak Gönültaş

Sağlıklı ve mutedil bir aile atmosferinde ebeveynler ile çocuklar arasında bir kanal oluşur. Bu kanal vasıtasıyla aile, toplumun ahlaki, dinî, kültürel, ananevi vs. birçok kuralını ve değerini aktarabilir. Hele bunu sevgiyle ve pedagojik kaidelere uygun olarak yaparsa ve üstüne kendisi de örnek olursa, fert bu değerleri benimser. "Aile terbiyesi almış" denilen fertler, böyle bir aile ortamında yetişmişlerdir. Bu çerçeveden hareketle aslında suçluluk ve aile ilişkisinin nerede aranacağı genel hatlarıyla anlaşılabilir.

Aileler sistem olarak fonksiyonlarını kaybettiklerinde, fert üzerindeki kontrolü sağlayamıyorlar. Böyle ailelerde kişiler aile dışı olumsuzluklardan (kötü arkadaş, uyuşturucu bağımlılığı, suçlu arkadaşlarla tanışma vs. gibi) çok çabuk etkileniyorlar.

Bazı aileler ise kendi fertlerine doğrudan suçu öğreten olabiliyorlar.

Türk toplumunda aile, sosyal devamlılığın önemli bir öğesidir ve aile fertleri arasındaki ilişkinin önemi ve devamlılığı baskın değer (akrabalara saygı ve görüşme gibi) olarak fertlerin davranışlarında (arkadaş seçimi, eş seçimi, iş seçimi, eğlenme şekli, politik bakış vs.) etkilidir. Toplumda önemli bir işlevi yerine getiren ailenin devamlılığı bu açıdan oldukça önemlidir.

Türkiye'de 2025 yılı, sosyal bir farkındalığın oluşturulması adına "aile yılı" olarak seçildi. İçinde bulunduğumuz senenin odağına ailenin konulması önemli bir gelişmedir. Memleketimizin kalkınma hamleleri için yapılacak her çalışmanın aile kurumuna katkı sunması, aileyi koruması ve geliştirmesi, yediden yetmişe tüm kesimlerin menfaatine olacaktır. Hazırlanan eylem planı (Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planı, 2024-2028)ile aile kurumunun önemi, aile içindeki birlik ve beraberliğin korunması ve ailenin desteklenmesi üzerine bir ilerlemenin ve sürekliliğin oluşturulması hedeflenmektedir. Ailenin güçlenmesi ise fertlerin daha tesirli sosyalleşmesini, kültürün ve ananevi yapının devamlılığını ve toplumsal huzur ve sağlığın korunmasına katkıda bulunacaktır.Biz de bu yazımızda aile kurumunun suçun önlenmesi üzerine katkısını tartışacağız. Öncelikle aile bir sistem olarak ferdin menfi davranışlarda bulunmasını nasıl engelliyor ona bakmalıyız.

BİR SİSTEM OLARAK AİLE KURUMU

Aileler varlıklarını devam ettirebilmek ve denge sağlayabilmek için iç ve dış münasebetleri düzenlerler. Aile sistemi içerisinde meydana gelen her fiil ve tepki bir bütün olarak değişimi ve algılama şeklini belirler. Dinamik bir yapı olarak oluşturduğu kurallar ile geri bildirimler çerçevesinde, kendi içinde ve çevresiyle "münasebet etme" (duruma göre davranma şekilleri ve yorumlanması) dengesini kurar. Bu sebeple aile, fertlerin tesirli-sıcak ilişkileri sayesinde esnek bir yapıdadır ve bu şekilde zor şartlara rağmen fonksiyonunu yerine getirebilir. Yani aile içinde fertlerin münasebetlerinin niteliği ne kadar iyiyse, aile içindeki psikolojik atmosferi ve sıcaklığı oluşturacak dengenin kurulması da o kadar rahat olacaktır. Bu iklim dayanışmayı, organize olabilmeyi, bağlılığı, problemleri çözebilmeyi, aynı dili konuşabilmeyi sağlayarak fertler arasında birbirine katlanma ve anlayışlı olmayı sağlayacaktır. Böyle bir ortamda fertlerin pozitif davranışları kazanmaları ve değerleri benimsemeleri daha kolaydır. İklimin negatif olması ise aile fertleri arasındaki etkileşimi bozarak, ailenin fert üzerindeki tesirini kötü etkiler. En kötüsü de fertler arası münasebetler kalitesiz hâle gelir. Bakın, fiziken aynı evde yaşayan ancak duygusal olarak farklı dünyalarda olan aileler hâline gelmeye başlamadık mı

AİLE TERBİYESİ SUÇA MÂNİ OLUR

Özetle anlatmak istediğimiz şu: Ferdin topluma uygun bir kişi olmasında toplumun kural, değer ve normlarının öğretilmesi, benimsetilmesi ve uygulatılması önemlidir ve aile bu safhanın birincil unsurudur. Sağlıklı ve mutedil bir aile atmosferi, yani sevgi, saygı, ilgi ve esirgemenin (koruma) hâkim olduğu ortamda ebeveynler ve çocuklar arasında bir kanal oluşur. Bu kanal vasıtasıyla aile toplumun ahlaki, dinî, kültürel, ananevi vs. birçok kuralını ve değerini aktarabilir. Hele bunu sevgiyle ve pedagojik kaidelere uygun olarak yaparsa ve üstüne kendisi de örnek olursa, fert bu değerleri benimser ve uygular. "Aile terbiyesi almış" denilen fertlere bakın, böyle bir aile ortamında yetişmişlerdir. Bu çerçeveden hareketle aslında suçluluk ve aile ilişkisinin nerede aranacağı genel hatlarıyla anlaşılabilir.

SUÇLULARIN AİLELERİNİNMUHTEMEL ÖZELLİKLERİ

"Ferdin suçluluğuna ailenin nasıl tesiri" olabilir diye sorarsak hem kriminoloji kontekstinde hem de tecrübelerim çerçevesinde şunları söyleyebilirim: Aileler çoğunlukla yukarıda tasvir edilen şekilde sistem olarak fonksiyonlarını yitirdiklerinde, fert üzerindeki kontrolü sağlayamıyorlar. Böyle ailelerde kişiler aile dışı olumsuzluklardan (kötü arkadaş, uyuşturucu bağımlılığı, suçlu arkadaşlarla tanışma vs. gibi) çok çabuk etkileniyorlar. Kriminolojik çalışmalar da en çok bu noktalara yoğunlaşıyor. Genel olarak bakıldığında; aile içi çatışmalar, sosyoekonomik problemler, ev içi mahremiyeti bozan sirkülasyon (kalabalık ev ortamı, fertlerin sosyal medyada daha çok vakit geçirmesi, birkaç aile aynı yerde yaşama gibi), fertler arası kaliteli zaman kısıtlılığı, tek ebeveynliğin verdiği sorumluluğun ağırlığı gibi sebepler ailelerin fertler üzerindeki kontrolünü zayıflatıyor. Kanaatimce en ciddi problem, ailenin fert üzerindeki kontrolünün oldukça zayıflaması ya da olmaması. Özellikle çocuk suçluluğu ile seyreden ve yetişkinlikte daha da pekişen suçlulara baktığımız da ergenlik dönemiyle birlikte ciddi şekilde anne-baba-öğretmene saygısızlık, otorite tanımama, evden ve okuldan kaçma, sokakta çok uzun zaman geçirme, sigara ve uyuşturucu kullanımı, suçlularla uzun müddet münasebet etme kronik suçluluğun hazırlayıcısı oluyor.

Bir de bu şartlara başta ebeveynlerde olmak üzere farkındalığın düşüklüğü, katı aile disiplini ve bazı kültürel yanlış inanışlar da eklenince, fertlerin suçla tanışma ihtimalleri artıyor. Özellikle ailelerin, ferdin işlediği antisosyal davranışı ya da suçu yüceltmesi, suçluyu kahramanlaştırması, desteklemesi, ne olursa olsun arkasında duracağını deklare etmesi ve suç teşkil eden davranışı erkeklik gibi unsurlarla özdeşleştirmeleri, suçlu davranışların ortaya çıkmasını kolaylaştırmaktadır. Yıllarca ülkemizde en çok izlenen Türk filmlerinden birinde, anne rolünde olan bir karakter, yurt dışından gelen oğlunu kan davasının devamına zorlamakta ve erkek olduğunu göstermesinin ve evlenmesinin şartını cinayet işlemesi ile olacağını söylemektedir. Hatta cinayeti işleyeceği silahı bile tedarik etmektedir.

Bazı aileler ise kendi fertlerine ve yakın çevrelerine doğrudan suçu öğreten olabiliyorlar. Bu durum erken dönem kriminolojik çalışmalarda ilk dikkati çeken ve araştırılan konular olmuştur. Bu tür araştırmalarda, aileler üzerinden suçun nesilden nesile aktarılabileceği iddia edilse de günümüz kriminolojisi artık böyle düşünmüyor. Ancak bu tür ailelerde yetişen çocuklar, ebeveynlerine kendilerini gösterebilmek ve ispatlayabilmek için suç işleyerek sosyalleşiyorlar ve kendi ortamlarında böylece var olabiliyorlar. Hele ki ev içinde bir suçlu ferdin olması ki bunların anne-baba olması ya da eve sık gelip giden bir akrabanın suçu öğrenmeyi, taklit edilmesini ve uygun zamanda da tatbik etmeyi hızlandırıyor. Bu aslında küçük bir oran ancak neticesi diğer durumlara göre daha hızlı suçlulukla bitmesi açısından önemli. Bazen bu öğretme doğrudan suç nasıl işlenir şeklinde olmayabiliyor. Ferdin yanlış bir şey yaptığında ya da kötü bir davranışta bulunduğunda ikaz edilmemesi, korunmaya çalışılması, haklı çıkaracak gerekçeler üretilmesi ve ödüllendirilmesi; ferdin sonraki olumsuz davranışlarda ilerlemesi, ustalaşması ve kronikleşmesini pekiştirebiliyor.