Çağdaşlar ama medenide değiller insan da!..

PROF. DR. OSMAN KEMAL KAYRA

Batı'da yapılan keşiflerde ilmî tecessüs, faydalı olma gibi sâikler mutlakâ vardı. Fakat sonra egemen sınıf o bilgileri insanların aleyhine kullanmadı mı Meselâ Nobel'i ve dinamiti düşünelim. Alfred Nobel dinamiti 1867'de buldu ve onu nitelikli patlayıcı olarak açıkladı. Peki, genelde bu şekilde mi kullanıldı

Kanser hastalığı Hipokrat'tan beri bilinmektedir. Ancak bu hastalık 20. asırda tam bir patlama göstermiştir. Ana sebep, insan hayâtına konfor kattığına inanılan sentetik ve kimyasal üretimlerdir.

Coğrafi keşifler heminsanlığı mahvetmiş hem de ekolojik dengeyi bozmuştur.

ABD'deki kölelik zamanlarından bir tasvir...

Batı'nın insan hayrına diye yaptıklarının çoğu yalandır. Bu iddiâ biraz sert olsa da vereceğimiz örneklerle bunun doğru olduğu anlaşılacaktır. Tabîî ki tıbbî, teknik buluşları inkâr etmek mümkün değildir. Bu ayrı bir fasıl.

Yüce Peygamberimiz"İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır"buyurmuştur. Buradaki hüküm"kâffeten li'n-nâs"tır. Yâni hiçbir ayrım yapmadan bütün insanlara iyilik yapmaktır; faydalı olmaktır.

Batı'da yapılan keşiflerde ilmî tecessüs, faydalı olma gibi sâikler mutlakâ vardı. Fakat sonra faydalı bilgileri yöneten egemen sınıf o bilgileri insanların aleyhine kullanmadı mı MeselâNobel'i ve dinamiti düşünelim.Alfred Nobeldinamiti1867'de buldu ve onu nitelikli patlayıcı olarak açıkladı. Peki, genelde bu şekilde mi kullanıldı Sâdece, alanlarda kayaları patlatıp faydalı mekân üretmek için mi devreye girdiTNT(trinitrotoluen)1863yılında Alman kimyâgerJoseph Wilbrandtarafından bulundu.1902'de Almanlar,1907'de de İngilizler patlayıcı olarak kullandılar. Yâni insanları parçaladılar.

Bugün en yaygın şekilde kullanılan naylon türevleri insan hayâtını tehdit eden en tehlikeli kanserojen maddelerden biri olarak niteleniyor. Naylonu daAmerikalıkimyâgerWallace Carothers 1935'te keşfetti.

Sağlığımızı etkileyen en önemli maddelerden biri de sentetik gübrelerdir. Bunu da birAlman YahûdîsiolanFritz Haber 1909yılında üretmeyi başardı.

1972'de Paul Bergilk defa genetiği değiştirilmiş rekombinant DNA'yı keşfetti. (Deoksiribonukelik asit ve bu oluşum bütün canlı organizmaların hücrelerinde bulunan ve canlıların tüm genetik özelliklerini taşıyan moleküldür. Rekombinant DNA ise doğal olarak genellikle birlikte bulunmayan DNA dizilerinin bir araya getirilmesiyle yapay olarak oluşturulmuş herhangi bir DNA molekülüdür.) Bu bilgiler o kadar önemli ki, yapılanlar genetiğimizle nasıl oynandığının açık delîlidir.

GDO'lar (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) tozlaşma yoluyla tabii türlere bulaşarak biyoçeşitliliğe zarar verir. Bunlar öldürücü alerjilere sebep olabilirler. GDO'lu yemler hayvanlarda antibiyotik direncini artırır; dolayısıyla hayvan ölümleri artar.

Ekim tarlalarında kullanılan GDO'lu yabânî ot ilâçları, memeliler için toksik etki ve insanlarda hormonal dengeyi bozma riski taşır.

Sentetik ürünler laboratuvarlarda kimyasal işlemlerle üretilen, kimyasal birleşimler içeren ürünlerdir. Gıdalardan temizlik ürünlerine, ilâçlardan tekstil malzemelerine kadar çok sayıda alanlarda kullanılır.

Evet, atom bombasınıEinsteinyapmadı ama ABD BaşkanıFranklin Roosvelt'e gönderdiği uranyum fizyon bombası teorisini ve enerji kütle ilişkisini açıklayanemformülünü özetlediği mektubunda nükleer silâhların kullanılmasına katkı sağladı.

Şimdi en çok sorulan soru şu: Deterjan girmeyen ev var mı İlk deterjanı da1917yılındaAlmankimyâgerCharles Frederich Gunterbulmuştur. Deterjanların mutfaklara girmesiyle onlarda atık olarak biriken değişik yapılı maddeler, durgun sulara, denizlere, akarsulara karışarak tabiatın dengesini ciddî olarak bozup buralarda yaşayan canlıların toplu ölümlerine, insanlarda da kanserlere sebep olmaktadır.

Zirâî ilâçlar, GDO'su değiştirilmiş ürünler, kromozom sayısı değiştirilmiş buğday hepsi çok zararlı hâle gelmiştir. İnsanlar hâlâ kara ekmekle avutulup dursunlar, buğday beyaz unda da kara unda da aynıdır. Büyük nîmet ekmeğimizi bile bozdular.

Son zamanda pandemi dolayısıyla ortaya atılan ve her zaman tartışma konusu olan aşılar sonrasında beyne pıhtı atması sebebiyle ölen, felç olan ve kalp krizi geçirenlerin sayısı arttıkça insanlarda haklı olarak şüpheler de arttı.

VEHİM OLARAK ÜRETİLEN HASTALIKLAR

Deli dana hastalığı1990'larda Birleşik Krallık'ta görülmüştür. Sığırlardan insanlara geçebilen ve beynin süngerleşmesine sebep olan sığırlarda koyun keçi ve domuzlarda özellikle meme, uterus gibi bölgelerde bulunan bir hastalıktır. Bu hastalık genelliklePrionadı verilen anormal proteinler içeren dokularını tüketen insanlarda ortaya çıkan prion hastalığıdır. Bu hastalıktan şimdiye kadar ölenlerin sayısı sâdece145kişi civârındadır. Tuhaf olan şudur ki, hastalık domuzlarda da görülmesine rağmen bu hayvan hemen hemen hiç gündeme gelmemiştir. Plân açıktır. Batı zenginleri genelde domuz yerine sığır eti tercîh ederler. Çünkü besin değeri sığırda çok daha yüksektir. Bir porsiyon domuz etinde A ve C vitamini ve karbonhidrat da de 0'dır. Yağ 14 mg, kolesterol 80 mg, kalori 242, toplam yağ 14mg'dır. Neden o hâlde domuz eti, deli dana hastalığı ile hemen hemen hiç ilişkilendirilmemiştir. Sebep gâyet açıktır: Kıymetli bir besin olan sığır tüketimini azaltmak ve domuz etine yönlendirmek Bir batında sığırlar genelde bir yavru yaparlarken domuzlarda bu oran 6-13 arasında değişmektedir. Bu süreçte Türkiye'de domuz kesimi bir hayli artmış özellikle hidrojenize edilmiş jambon gibi gıdalarda 100'e yakın kullanılmıştır. Şimdi deli dananın hikmeti herhâlde anlaşılmıştır. Türkiye'de bu hastalık hiç görülmemesine rağmen bir hayli hayvan da telef edilmiştir

Batı'nın bütün bu yaptıklarının hepsini insanlara hizmet olsun diye keşfetti diyebilir miyiz Çok zor.

Kanser hastalığıHipokrat'tan beri bilinmektedir. Bu hastalık 20. asırda tam bir patlama göstermiştir. Ana sebep, şu ana kadar saydığımız insan hayâtına konfor kattığına inanılan, fakat insanların çokça ölümlerine sebep olan ekolojik denge katili sentetik ve kimyasal üretimlerdir.

Şimdi tekrar soralım: Batı bütün bu keşifleri iyi niyetli yaptı diyebilir miyiz Çoğu da Alman Yahûdîsi bilginlerin imzâsını taşıyorsa

COĞRÂFÎ KEŞİFLERİN AMACI

Coğrâfî keşifler de ayrı bir mes'eledir. Bunların kâşifleri bunları sâdece ilmî tecessüsle (merakla) yaptılar diyebilir miyizKristof Kolomb, Vasco da Gama, Amerigo Vespucci, Kaptan James Cookvs. çoğu kilise desteğiyle yola çıkmış hem insan neslini mahvetmiş hem de denizlerdeki ekolojik dengeyi bozmuşlardır. Kaptan Cook'un uyarısıyla İngiliz balıkçılarıGrönlandbölgesinde fok ve balina neslini kurutmuşlardır. Yunus balığı katliamı da cabası. Sebep, bu hayvanlar balık neslini kurutuyorlarmış; çok balık yiyorlarmış. Belki milyonlarca senedir bu hayvanlar bu küçük balıkları tüketemediler de şimdi mi ortaya çıktı bu garip iddiâ. Yunusu ve balinayı yaratan Allâhü teâlâ onların rızıklarını yaratırken küçük balıkların neslinin tükenmeyeceğini bilmiyor muydu Rabb'imiz Rezzâk-ı âlem değil mi

Batı'nın çıkardığı savaşlardan çok evvelRoma'da binlerce Hristiyan'ın katline sebep olan sebebi sâde inançtan bilinen, barbar kavimlerin Avrupa'da yaptığı vahşetler, Japonya'da binlerce insanın ölümüne ve bir sürü sakatla birlikte yarası hâlâ kapanmayan zincirleme genetik değişimler ilk atom bombasıyla olmadı mı

Batı'nın çıkardığıBirinci Dünyâ Harbi'nde10 milyoninsan;İkinci Dünyâ Harbi'nde80 milyoninsan ölmedi mi Bu iki savaş sonrasında kayıp ve sakatların sayısı aslâ tam olarak belirlenememiştir Avrupa kendi ayıbını örtmekte mâhirdirHitler, Mussolini, Francogibi zâlim diktatörlerin hangisi MüslümandıStalin, Lenin, Çavuşesku, Josip Broz Tito, Erich Honeckerve bir sürü zâlimin hangisi İslam'a inanıyordu

Artan dünyâ nüfûsundan daha çok doğu ülkeleri etkilenirken pastadan paylarını büyütmek için insan katliamından zerre kadar çekinmeyen Batı değil miydi

ABD'DE SOYKIRIMLAR

Modoksoykırımı (Modok Genocide)Kuzeydoğu Kaliforniyaile merkeziGüney Oregon'da yaşayan avcı ve toplayıcı ModokKızılderililerine karşı beyazlar tarafından1851-1873yılları arasında yapılan katliamdır. Önce kadınlar ve çocuklar kaçırılıp köleleştirilmiş, kendilerinehuman(insan) diyen beyazlar Kızılderilileresubhuman(insan altı) demişlerdir.