Bağı bahane, şifa şahane: Üzüm
Yaz mevsiminin en tatlı armağanlarından biri: Üzüm… Asmaların dallarına sıralanmış, güneşle beslenmiş, doğanın en cömert hediyelerinden biri olan bu minik taneler sadece damağımızı değil, sağlığımızı da şenlendiriyor. Ama üzüm, yalnızca bir meyve mi Yoksa başlı başına bir şifa kaynağı mı Gelin, bu sorunun cevabını hep birlikte keşfedelim.
Yaşlanmaya dur deyin: Üzüm taneleri, özellikle mor ve siyah olanlar, içerdiği resveratrol sayesinde adeta bir gençlik iksiri. Bu güçlü antioksidan, cilt hücrelerinin yenilenmesini destekliyor, serbest radikallere karşı savaşarak yaşlanmayı yavaşlatıyor. Cildinizdeki o yorgunluk izlerini silmek için pahalı kremlere değil, bir avuç üzüme ihtiyacınız var!
Kalbinizi korur: Düzenli üzüm tüketimi, kalp dostu bir alışkanlık. Üzümde bulunan flavonoidler, damar tıkanıklıklarının önüne geçiyor, kötü kolesterolü düşürüyor. Özellikle çekirdekli üzümde yoğun olarak bulunan bu bileşikler, kalp krizi riskini azaltıyor. Kalbinizi seviyorsanız, üzüme bir şans verin.
Kanser savaşçısı: Bilim insanları, üzümdeki resveratrolün aynı zamanda kanser hücrelerinin yayılmasını yavaşlattığını ortaya koydu. Özellikle meme, kolon ve prostat kanserine karşı koruyucu etki sağladığı yönünde güçlü kanıtlar var. Tabağınızdaki üzüm, aslında hücrelerinizde bir savunma ordusu kuruyor olabilir.
Sindirime dost: Kabuklu ve çekirdekli üzüm, lif bakımından oldukça zengindir. Bu da sindirim sistemine hız kazandırır. Bağırsak hareketlerini düzenler, kabızlık problemini önler. Aynı zamanda probiyotik bakterilerin gelişimini destekleyerek bağırsak florasını dengede tutar.