Siyasi manzara -3-

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş sivil bir anayasaya yeniden vurgu yaparak, Meclis'teki tüm siyasi parti yöneticilerini ziyaret etti ve onlarla fikir alışverişinde bulundu.

Mevcut anayasa, onca değişiklik yapılmış olmasına rağmen, darbeci ruhunu muhafaza etmektedir. Demokrasimizin üzerinden bir türlü atamadığı ayıplarından ve eksikliklerinden birisi de darbe anayasalarıyla yoluna devam etmesidir.

Bundan önceki 61 anayasası da darbe ürünüydü ve o da vesayete endeksliydi.

Süleyman Demirel, başında bulunduğu AP ile yüzde 52 oy alarak tek başına iktidara gelmesine rağmen, bu anayasa yüzünden muktedir olamamıştır. Mesela bir TRT genel müdürünü bile atayamamıştır.

Demirel, iktidarların elini kolunu bağlayan bu anayasanın değiştirilmesi gerektiğini, yana yakıla dillendirmesine rağmen vesayet odakları ve muhalefet buna müsaade etmemiştir.

Demirel'in seçilmiş iktidarını görevden uzaklaştıran darbeci zihniyet idareyi ele alınca; mevcut anayasa ile ülkenin yönetilemeyeceğini görmüş ve anayasanın 35 maddesini değiştirmek zorunda kalmıştır.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Aynı darbeci zihniyet, 1980 yılında tekrar ülke yönetimine el koyunca, 1961 anayasasını toptan kaldırarak, yerine 1982 anayasasını getirmiştir.

Darbeci General Kenan Evren, yeni anayasa gerekçesini şöyle açıklamıştı: "O anayasa dediğimiz elbise bize bol geldi, içinde oynamaya başladık. Anayasanın
içinde birçok açık kapılar vardı, düzeltilmedi. Kötü niyetlilere fırsat veren o açık kapılar kapanmadığı için 12 Mart'a geldik. 12 Mart'ta düzeltilmeye çalışıldı. Ama maalesef o kapılar gerekli ölçüde kapatılamadı, gene açık kaldı."

12 Eylül darbecileri yargılanıp 765 sayılı TCK'nın 'devlet kuvvetleri aleyhinde cürümler' başlıklı 146. Maddesi uyarınca müebbet hapis cezasına çarptırıldılar ama yaptırdıkları darbe anayasası halen yürürlüktedir.