Vuruşa vuruşa bugünlere gelmek

TÜRKİYEMİZDEKİ 'sözde' iktidarların (özellikle çok partili dönemde-1950'den sonra), insan gibi çalışmaları ve millete hizmet etmeleri çok zor olmuştur.

İç ve dış vesayet odakları buna müsaade etmediği gibi; dünyada emsali bulunmayan CHP gibi yıkıcı, inkâr ve imha edici bir muhalefet de millet yararına yapılacak tüm yatırımları ve çıkarılacak bütün kanunları engellemek için ellerinden geleni artlarına koymaz, koymadı ve koymuyor.

Bu memlekette altı kez gidip yedi kez gelen ve vesayetin ve CHP'nin yıkıcı muhalefetinin karşısında ecel terleri döken Süleyman Demirel, yapmış olduğu başbakanlık hizmetini "Kızgın boğa üzerinde Rodeo" olarak tanımlamıştı!

Vesayet ve CHP zihniyeti bu milletin kalkınmasını ve refaha kavuşmasını istemez. Onlara göre, tepedeki kendilerinden olan bir avuç azınlık har vurup harman savurur ve gününü gün ederken milletin kahir ekseriyeti işsizlikle, açlıkla, yoklukla boğuşmalıdır.

Haberin Devamı

Mahut vesayetin oluşturduğu bürokratik oligarşi de sözde iktidarlara ayak bağı olmuş ve 'mevzuat' diyerek millete hizmetin önünü tıkamıştır.
Demokrasinin dördüncü (bizde birinci) gücü olan medya ise on parmağında on kara ile iktidarları her daim karalamış; yalan yanlış haberler ve envai çeşit iftiralarla iktidarları alaşağı etmede etkin rol oynamıştır.

Sayın Erdoğan, "Manşetlerle vuruşa vuruşa bugünlere geldik!" diye boşuna demiyor.

Düşünün: Bu ülkede başbakanın hanımının başörtülü diye askeri hastanede yatmakta olan bir sanatçıyı ziyaretine müsaade edilmedi. Başbakanın hanımına bunu yapan zihniyet sıradan vatandaşın hanımına neler yapmaz Nitekim evladını şehit veren başörtülü anne tören salonuna alınmadı; hasbelkader içeri girebilen bir anne ise general tarafından salondan kovuldu.

Halbuki yalnızca bu aşağılık hareket (Maraş'ta Fransız askerinin Türk kadınının başörtüsünü açmaya yeltenmesi yüzünden), Kurtuluş Savaşı başlattı. Bu general de Fransız askeri olmadığına göre bu millet ne yapsındı Milletin oy verip başına geçirdiği ve bütün bu kepaze sorunları çöz dediği; her tarafından kuşatılmış, eli kolu bağlı başbakanlar ne yapsındı

Bu durumda başbakanların önünde iki yol vardı; ya suya sabuna dokunmadan(pisliği olduğu gibi bırakarak) başbakancılık oynayacaktı ya da tehlikenin gözünün içine bakıp üstüne üstüne giderek zafere ulaşacaktı.

Haberin Devamı

Bu ikinci yol her babayiğidin harcı değildi; zira bu yolda kefeni giyip yola çıkmak vardı.

İşte bunca başbakanlar arasında yalnızca Sayın Erdoğan, bu ikinci yolu tercih etti ve böylece içerideki ve dışarıdaki bütün şer güçleri karşısına aldı.