Üç aylar ve İmam-ı Rabbani'den mühim tespitler

YARIN 21 Aralık 2025 Pazar; mübarek üç ayların, yani Recep Ayı'nın başlangıç günü.

Cenabı Hak, kullarını çok sevdiği ve onlara çok acıdığı için, çeşitli vesilelerle onları bağışlamak istiyor. Ramazanı ve Kadir gecesini de içinde barındıran üç aylar (recep, şaban, ramazan) bu kabilden mübarek günlerdir.

Allahü Teâlâ mübarek üç ayların şuuruna erdirsin ve affettiği kullar meyanına bizleri de dahil eylesin. Âmin!

İmam-ı Rabbani Hazretleri 2. bin yılın yenileyicisidir. Malum; cenab-ı Hak her yüz yılda bir yenileyici 'müceddid', dini kuvvetlendirici, bidatleri temizleyip sünneti ihya edici gönderir.

Bu durum, toplumların sosyolojik gerçeğidir; Peygamber Efendimizden (Aleyhisselam) de önce, bozulan toplumlara nebiler gönderilmiştir. Bin yıllık bozulmalarla ise, Şeriatları ile birlikte Resuller (aleyhimüselam) gönderilmiştir.

Muhammed Aleyhisselam'dan sonra yeni bir Peygamber gelmeyeceği için, dinin yenileyicileri onun ümmetinden çıkmıştır. Peygamberimizden bin yıl sonra gelen müceddid (yenileyici) ise, İmam-ı Rabbani Ahmedi Faruki Serhendi'dir.

Haberin Devamı

Onun çeşitli vesilelerle, sultanlar ve alimler dahil, birçok kişiye gönderdiği mektuplarının toplamı üç cilt olup, yeryüzünde, Kur'an-ı kerimden ve hadis-i şeriflerden sonra en kıymetli ve en faydalı kitaptır.

Ondan önceki dönemde sünnetler unutulup, bidatler çoğalıyordu, onun döneminde ve ondan sonraki dönemde ise, bütün bu olumsuzluklara ek olarak, iman bilgileri unutulmuş, küfür ve zulmet bulutları (inançsızlık veya sapık inançlar) her yeri kaplamıştı.

Müceddid ve müctehid (kelam ilminde) olan İmam-ı Rabbani Hazretleri, insanlığı, özellikle iman nokta-i nazarından zifiri karanlıklardan çıkarıp İslam'ın nuru ile aydınlatmış ve bu iman nuru, en pak ve berrak şekliyle (Ehl-i sünnet itikadı) kıyamete kadar devam edecektir.

İmam-ı Rabbani'nin en büyük özelliklerinden bir diğeri, İslamiyet'in zahir hükümlerini (Şeriat), batınla (tasavvuf) birleştirmesidir. Bu yüzden 'Sıla' ismini almıştır. Nitekim Sevgili Peygamberimizin; 'Ümmetimden Sıla isminde biri gelecek ve onun şefaatiyle çok kimseler cennete girecektir' buyurduğu kişi İmam-ı Rabbani Hazretleri'dir.

Haberin Devamı

İmam-ı Rabbani buyurdu ki (özetle): 'İnsan, Kâinatın hülasasıdır; Kâinatta ne varsa, insanda onun bir numunesi vardır. Bundan dolayıdır ki insan, en muhtaç mahluk olarak yaratılmıştır. (Her şeye sahip, her şeye muhtaç!)

Allahü Teâlâ zıtları bir arada bulundurur. Bu cümleden olarak, Allah'ın ve insanın en büyük düşmanı olan nefsi, insanın içine koymuştur. Nefsi dengelemesi için de insana akıl nimetini vermiştir. Lakin bu akıl, zamanla nefse âşık olmuş ve onun emrine girmiş ve kendini unutmuştur.

Aklı, nefsin esaretinden kurtarmak ve ayrıca nefsi terbiye etmesi için de Peygamberleri ve onlarla birlikte dinleri göndermiştir.

Demek ki, akıl, tek başına Allahü Teâlâ'ya giden yolu bulamaz ve tek başına (Peygambersiz) dünya ve ahiret saadeti temin edemez. Zira aklın bulduğu ilah(lar) ile Peygamberlerin haber verdiği Allah farklıdır. Peygamberlerin haberini verdiği Allahü Teâlâ, ibadet olunmaya hakkı olan yegâne, eşsiz, benzersiz, anlaşılamayan ve anlatılamayan ilahtır.