Su uyur düşman uyumaz!
İBRETLİK anekdotu dostum Metin Selçuk Bey'den dinlemiştim; '1963 yılında Ziraat Bankası müfettişi olarak Erzurum'daydım.
Orada ABD'li Barış Gönüllüleri ile tanıştım. Bayandılar, bir-ikisi ile dostluğumuzu ilerlettik. Görünüşte, bizim ortaokul ve liselerimizde İngilizce öğretiyorlardı ama el altından araştırma yapıp Türk halkının nabzını tutuyorlardı.
Sonuçta şu kanaate vardıklarını bana itiraf ettiler: 'Dine karşı çıkılarak, Türkiye'de hiçbir şey yapılamaz! Türkiye gibi toplumlarda bir şey yapmak isterseniz mutlaka dini kullanmalısınız! Ancak bu şekilde başarılı ve kalıcı olursunuz!'
1974 yılında Ankara'da Yukarı Ayrancı Şube Müdürü idim. Cuma namazı sonrası arkadaşlar yakında bir yere çaya davet ettiler, gittim. Bir binanın zemin katında, yaşları 9-11 arasında olan 400 çocuk vardı. 'Bunlar, Türkiye'nin çeşitli okullarından seçilmiş süper zeki çocuklardır' dendi. Bunlar, devlet gözetiminde eğitiliyor ve geleceğin, her kademedeki yöneticileri bunlardan çıkacak denildi.
Haberin DevamıBenim aklıma Osmanlının 'Enderun' eğitim sistemi geldi; çakmak bakışlı, cıvıl cıvıl bu süper çocukları görünce doğrusu sevindim ve duygulandım. Bütün bu yapılanmaların 15 Temmuz'un alt yapısı olabileceğini nereden bilebilirdim'
Meğerse o öğretmenlerin görevlerinden biri de bu tip zeki çocukları tespit etmekmiş.
Görüyorsunuz değil mi sevgili okuyucularım; dünün süper gücü olan Osmanlının devşirme metodunu bugünkü süper güçler (ABD) Türkiye'ye uyguluyor ve bizi içeriden vuruyor!
Yine dikkat edin; Türkiye'yi yabancılara peşkeş çeken bütün anlaşmaların altında İsmet İnönü imzasının olduğunu görürsünüz! Neden sonra (1972'de) 'Barış Gönüllüleri'nin zararı görülüp, faaliyetlerine son verildi ama...
Aynı tehlike bugün için de söz konusudur; özellikle dini (sözde tarikat) yapılanmalarına çok dikkat etmek gerekir. Zira bunlar, din kisvesi altında, uluslararası casusluk şebekelerinin kol gezdiği ve her türlü melanetin işlendiği arenalardır.
İnsanımız, özellikle son yüzyılda dini yönden zırcahil bırakıldığından, din, en kullanışlı sahadır. Önüne gelen ipsiz-sapsız, kara cahil, soysuz türediler şeyhlik iddiasında bulunuyor ve yığınla insanı arkalarında bulabiliyorlar.