Peygamber'siz din arayan nasipsizler

NE günlere kaldık; gerçekten ahir zamanı, bu zamanda gerçekleşecek bütün olumsuzlukları, her yönüyle ve daniskasıyla yaşıyoruz. Özellikle inanç konusunda, samyeli esmişçesine müthiş bir çoraklığı, inkâr bataklığını ve nasipsizliği yaşıyoruz.

Öylesine tuhaf bir zamanda yaşıyoruz ki, sözde uzman olan kimilerinin, uzmanlıklarını iddia ettikleri konularda en cahil ve en sapkın kişiler olduklarını, dehşetle ve ibretle gözlemlemekteyiz.

Adam sözde tefsir profesörü gözüküyor; Kur'an-ı Kerim'deki ayetleri inkârla veya onlara, nakli esas almadan (Hazreti Peygamber'in sünnetini ve sahabe kavlini dikkate almadan), kafasına estiği şekliyle mana veriyor, yorum yapıyor. Halbuki bu halin küfür olduğunu bizzat Hz. Peygamber Aleyhisselam haber veriyor.

Bu türediler, Peygamber'siz din arıyorlar. Daha doğrusu, nefislerinin arzuladığı bir din peşindeler. Bu tipler, gerçekte Allah'a değil, kendi nefislerine tapıyorlar; Allah'ın ve Peygamber'in buyruklarının değil, kendi nefislerinin arzu ve istekleri doğrultusunda hareket ediyorlar.

Haberin Devamı

Bu nadan güruhu, güneşe evet ama ışığına hayır diyen bedbahtlardır.

İmam-ı Rabbani Hazretleri buyuruyor ki: 'Cenab-ı Hak Nisa Suresi 80. Ayetinde, Muhammed Aleyhisselam'a itaat etmenin kendisine itaat etmek olduğunu bildiriyor. O halde, O'nun Resulüne itaat edilmedikçe O'na itaat edilmiş olmaz. Bunun pek kati ve doğru olduğunu bildirmek için, ayet-i kerimede (Elbette, muhakkak böyledir) buyurdu ve bazı doğru düşünemeyenlerin, bu iki itaati birbirlerinden ayrı görmelerine meydan bırakmadı.'

'Bize yalnız Kur'an yetişir' diyenlerin düştükleri ateşten çukuru görüyor musunuz

Halbuki Hazreti Peygamber, bizzat yaşayan Kur'an'dır; mübarek sözleri ile onu açıklamış ve örnek hayatı ile onu tatbik ederek yaşamıştır. Onun pek yüksek bir ahlak üzere olduğunu ve en güzel örneği teşkil ettiğini Allah'ü Teâlâ bildiriyor.

Peygamber Efendimiz (Aleyhisselam), seçilmişlerin ve övülmüşlerin zirvesidir.

Allahü Teâlâ canlılar içinde ilk defa onun nurunu yarattı; sevdiği o nur hürmetine de bütün alemleri yarattı. Onu sevmek ve ona tabi olmak, dünya ahiret nimetlerinin hepsinden daha kıymetlidir.