İnsanlık öldü

İstikbalin tarihçisi, günümüz dünyasındaki olayları ve insanların bu olaylara bakış ve yaklaşımını değerlendirirken insan olduğundan utanacak ve her aynaya baktığında gördüğü insan suretine tükürecektir.


Bütün bir dünya yalana ve vahşete teslim olur mu Böylesi bir yalan ve vahşet düne kadar kısmi olarak gerçekleşebiliyordu, bugün ise adeta bir ahtapot gibi bütün dünyayı sarmış durumda.

Netanyahu adlı yaratık, Hitler'i aratırcasına masum insanların kanına giriyor; bebekleri aç bırakarak kitlesel ölümlerine sebep oluyor, en ağır silah ve vasıtalarla iki buçuk milyon insanın yaşadığı Gazze'yi taş ve moloz yığıntısı haline getirdi.

Savunmasız masum sivillere soykırım uygulayan bu insan kasabı, hâlâ sözde itibar görüyor ve devlet başkanı diye saraylarda ağırlanıyor:

"Bu yaptıkların az, Gazze'den ibaret kalma vahşetini bütün bölgede sergile!" denilerek sırtı sıvazlanıyor.

İngiliz yetiştirmesi, Batı'nın beslemesi bu insan kılıklı canavar, şimdi de ABD'nin alametine binerek hızla kıyamete doğru gidiyor. Bu gidişle haksızlık karşısında lal kesilen bütün bir insanlığı (ülkelerin yönetimleri) da ateşe atıyor. O mendebur ne yaptığını çok iyi biliyor ve attığı her adımı bilinçli atıyor.

Haberin Devamı

Kendi uydurdukları sözde kutsal kitabın gereğini yapıyormuş! Ateşten çukurların binbir türlüsüne yuvarlanmakta olan insanlık ise insanlığı rafa kaldırarak, özellikle de İslam alemi gaflet, dalalet ve ihanet tabloları sergiliyor.

Dünya yaşlandı ve taşıdığı bu denli ağır yüklerden çok yoruldu; belli ki üzerindeki günah yükünü daha fazla taşıyamayacak!
Dünya üzerinde cari olan bütün sistemler çöktü; her birinin üzeri yaldızla kaplı lakin içleri cife (leş) dolu oldukları anlaşıldı.

Ne uluslararası anlaşmaların ne kutlu-mutlu ulusal metinlerin ne beynelmilel sözleşmelerin hiçbir hükmü kalmadı.
İnsanoğlu her şeyiyle yalana teslim olunca, kurtuluşu da yalandan bekler oldu ve sonuçta tüm samimiyetini kaybetti. Artık hem kendini hem de başkalarını kandırmanın derdinde.

Hakkı kaybeden insan, batılın binbir çeşidinin esiri oldu.
Günümüzde bütün ahlak ve inanç müesseseleri de çöktü; sözde inanan da neye ve nasıl inandığını bilmiyor. Artık ne dinsiz inançsızlığında ne de dindar inancında samimi değil!