Batılı emperyalist ülkelerin gözünde Ortadoğu'da yalnızca iki devlet vardır: Türkiye ve İsrail!
İran ve Mısır dahil bütün Ortadoğu ülkeleri onlar için 'çerez' kabilindedir. Hepsini, istedikleri gibi yönlendirir ve hükümleri altına alabilirler. Nitekim alıyorlar da...
İsrail'i, Ortadoğu'nun kalbine saplanmış bir hançer olarak kendileri kurdu. 'Vaktiyle bu devleti kurmamış olsaydık bile bugün mutlaka kurardık' diye kendileri söylüyor. Bütün bir Batı olarak hamiliğine soyundukları İsrail, onlar için ileri karakol hükmündedir.
Tarihte ve bugün İsrail'in (Yahudi) varoluş sebebi yeryüzünde fesat, bozgunculuk çıkarmak ve kan dökmek olmuştur. Dün, kendilerine gönderilen peygamberleri bile öldürdüklerinde böyleydi; bugün de çoluk-çocuk, kadın demeden savunmasız insanları kitleler halinde öldürdüklerinde aynıdırlar.
Onları her bakımdan destekleyip teşvik eden sözde Batı medeniyetinin de kendilerinden olmayanlara, özellikle Müslümanlara bakış açıları değişmez; onları insan addetmezler (saymazlar).
Haberin DevamıYahudiler hem kendi kutsal kitapları olan Tevrat'ı hem de Hıristiyanlarca kutsal bilinen İncil'i tahrif ettiler, Yahudi inanışına göre değiştirdiler.
Bu çarpık inanışa göre sözde bir tanrı bellediler ve adına Yehova dediler. Bu tanrı yalnızca İsrailoğullarını esirgeyip bağışlayacak, diğer bütün insanlar ise İsrailoğullarına hizmet (köle) için yaşayacaklar. Onlara göre insan görülmeyen bu yaratıkların kanı, malı, ırzı, çoluğu-çocuğu, kapılarındaki hayvanlarına kadar bunlara helaldi.
Ve o tanrı Yehova, İsrailoğulları'nın üzerinde yaşamaları için kutsal topraklar,'vadedilmiş topraklar' vadetmişti. Nil ile Fırat nehirleri arasında yer alan bu topraklar, Türkiye'yi de kapsıyor.
Sayın Erdoğan, "İsrail'in hedefinde Türkiye var" diye boşuna demedi.
Ortadoğu'nun bu ikinci devleti olan Türkiye, kurulduğu günden bugüne inişli-çıkışlı bir hayatla nice badireler atlattı. Emperyalizm kendi güdümünde ve İsrail ile müttefik bir Türkiye istiyor.
Böylece bir taşla iki kuş vurmak istiyorlar.
Türkiye'yi 'uydu' yapmak için 200 yıldır uğraşıyorlar. Türkiye asli hüviyetinde kaldığında bunu başaramayacaklarını görünce genleriyle oynadılar. Özellikle Tanzimat'tan (1839) beri Türkiye'nin kurtuluşunun 'taklitçilik' olduğunu vurguladılar; hepsinden önemlisi bu aşağılık kompleksini bizim insanımıza da işlediler ve celladına âşık nesiller yetiştirdiler.