ÜSTAD Necip Fazıl, sevgili Peygamberimizi (Aleyhisselam) anlatmaya çalışırken, zamanı ve mekânı heceleyerek şiirine kattığı derin manaya bakar mısınız: 'ALLAH'IN SEVGİLİSİ' "Düşünüyorum: O'ndan evvel zaman var mıydı Hakikatler, boşluğa bakan aynalar mıydı"
Zaman da mekân da O şanlı Resul'ün (Aleyhisselam) hürmetine yaratıldı. Zira O, alemlere rahmet olarak gönderildi. Öyle ki, ilahi ölçüyle, şanı yüce olan Kur'an'ın ifadesiyle (mealen): 'Andolsun, size, İçinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz O'na çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı da çok şefkatli ve çok merhametlidir'. (Tevbe Suresi, 28. Ayet meali)
Bu yüzden bizi, bizden fazla seven ve üzerimize titreyen yüce Peygamberimizi canımızdan ve bütün sevdiklerimizden ziyade sevmez ve O'nun uğruna her şeyimizi feda etmezsek kâmil manada iman etmiş olmayız, olamayız.
Nasıl olabiliriz ki 'O ki o yüzden varız'. Varlığımızı ve sahip olduğumuz her şeyi O'na borçluyuz.
Alemlerin Rabbi olan Allahüteâlâ, O'nu sevginin, bütün iyiliklerin ve güzelliklerin membaı olarak, kendi Nur'undan yarattı. Ve O'nu alemdeki bütün sevdiklerini olgunlaştırıp (kemale erdirip) en üstün makama çıkarmak için 'Elçi' olarak gönderdi.
Haberin DevamıAlemdeki her şey, yani bütün mevcudat (tüm varlıklar) O'nun 'övünç kaynağı olan' adını duyarak canlandı. Ve her canlı O'nun feyiz, bereket ve nurları ile yüceldi.
O'nu canından aziz bilen ve O'nun uğrunda kendinden ve dünyalardan vazgeçen insan; O'nun şefkatli bakışları karşısında 'kömürden elmasa' dönüşerek eşref-i mahluk ve insan-ı kâmil oldu.
Sonsuz kerem sahibi olan Rabb'inin O'na vaadi var: 'Şüphesiz, Rabbin sana verecek ve sen de hoşnut olacaksın'. 'Duha Suresi 5. Ayet (meali), O sevgililer sultanı ne isterse, ne kadar isterse ve hatta yeter artık istemiyorum (!) deyinceye kadar kendisine ihsanda bulunulacak.
O ise bu misilsiz vaadi dünyada iken istemedi; sonsuzluk alemi olan ahirete erteledi.
Niçin biliyor musunuz Üzerine titrediği ümmeti için, ümmetinin günahkârlarının bağışlanması için. Ümmetinden hiç kimsenin cehennem azabına uğramadan, doğrudan cennete girip sonsuz nimetlere kavuşmaları için.
Tüm gayretimizle bütün sevgimizi sevgili Peygamber Efendimize (Aleyhisselam) hasretmeliyiz. Çok iyi bilmeliyiz ki O'nu ne kadar çok seversek, O'na ne denli tabi olursak, bizde O'nun indinde o kadar sevgiliyiz, sevgiye mazharız.