CHP'nin hal-i pür-melali

CHP, içine düştüğü korkunç durumlardan ötürü iktidar partisini suçluyor. Böyle yapmakla hedef şaşırtmak istediği belli, ama nereye kadar Yalancının mumu yatsıya kadar yanar, ya sonra

CHP belli ki yatsı vakti gelmeden, özellikle çok güvendiği ve bel bağladığı dış mihraklardan yardım geleceğini umuyor. Çünkü bunların tarihteki cetleri de hep aynı aymazlığın içine düşmüşlerdi.

O vakitler, devlete 'hasta adam' tabir ediliyordu; yani devlet güçsüzdü ve yabancı devletlere söz geçiremediği gibi onların uyarılarını dikkate almak zorunda kalıyordu.

Mesela Mithat Paşa sıkışınca soluğu Fransa sefaretinde alıyor ve onlardan iltica talep ediyordu.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in gitmediği ecnebi kapı kalmadı; hepsinde yalvar yakar dilendi, lakin hiçbirisinden sadra şifa olabilecek bir yardım gelmedi, gelemedi.

Gelemez de...

Neden gelemez biliyor musunuz Çünkü artık karşılarında 'hasta adam' olarak nitelendirebilecekleri zayıf, dışarıya avuç açan ve dışarıdan yardım dilenen bir devlet yok.

Haberin Devamı

Güçlü bir Türkiye var ve onun başında da 'dünya lideri' tesmiye edilen Sayın Erdoğan var.

Bir kere CHP, iktidarı partisini boş yere suçluyor; iddia edildiği üzere ortada asrın en büyük vurgununu yapan bir şebeke var (hırsızlık şebekesi) ve bunların hepsi de CHP'li. Mahut şebeke üyeleri birbirlerini şikâyet ettikleri için bu vurgun ortaya çıktı.

İktidar partisinin ve onun mensuplarının asrın yolsuzluklarıyla ne alakası var ki onları suçlamaya kalkıyorsunuz

Kendiniz ettiniz, kendiniz buldunuz!

Deniz Baykal'ın kasetinde de Sayın Erdoğan'ı suçlamışlardı. Olay, FETÖ tezgâhı olmasına rağmen Baykal, iktidarı suçlayarak Pensilvanya'ya, baş iblis F. Gülen'e saygılarını gönderiyordu.
Bu satırların yazarı o vakitler Meclis'teydim. O gece, Sayın Erdoğan da Meclis'e geldi ve bizim bulunduğumuz gruba katıldı, birkaç konuda durum değerlendirmesi yapıyorduk ki İçişleri Bakanı nefes nefese geldi ve