Asıl teröristler içeride

Düşmanı boşuna dışarıda arıyoruz; zira asıl düşman en kahpeleriyle içimizdeler.

Dışarıdaki malum düşmanlar da bu içimizdekilerden güç-kuvvet ve cesaret alarak melanetlerini icra edebiliyorlar.

Attilâ İlhan vaktiyle "Bu ülkede yaşayan hainlerin oranı 10 mesabesindedir" deyince hem hop oturup hop kalkmış hem de doğrusu bu kadar büyük bir oranı çok abartılı bulmuştuk.
Meğerse az bile söylemiş!

Sınır ötesinden şehit haberi geldikçe sevinenler var ve üstelik alçakça bu yaklaşımlarını gizlemeden söyleyebiliyorlar.
Dikkat ediyoruz da bu ülkenin hainleri hep okumuş, yazmış, kariyer yapmış ya da üst düzey görevlerde bulunmuş anlı-sanlı bürokratlardan çıkıyor.

Ne zaman bir şehit haberi gelse kendilerini ve hadlerini bilmez birileri derhal terör uzmanı kesiliveriyorlar. Utanmadan o televizyon senin, bu televizyon benim diyerek ellerindeki sopalarla ekranlarda arzı endam ediyorlar.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Kırk yıldır o bölgeleri hallaç pamuğu gibi atan, her karış toprağında ter döken ve dağlardaki tüm mağaraları teröristlere dar eden kurmay aklı bilmiyor da bu hadsizler biliyor; öyle mi

Bu denli nadanlar arasında bir de önceki asırdan kalmış asker eskileri var; onlar da Erdoğan'a, hükümetine ve yakınlarına kin kusmak için şehit haberlerini adeta dört gözle bekliyorlar.

Bir kısım siyaset bezirgânı da bu durumu seçimler için malzeme olarak kullanmaya kalkıyor.

Utanmaz eski bir bürokrat, "Şehitler verilirken Bayraktar'ın SİHAları neredeydi" diyor.

Bir kısım arlanmaz ise, "Sınırlarımızın ötesinde ne işimiz var" diyor.

Ya şu CHP'ye ne demeli İmamoğlu'nun narına yanarak, DEM'in alametine binip hızla kıyamete doğru gidiyorlar. Bölücü partiyi küstürmemek için siyasi partilerin ortak deklarasyonunu imzalamıyorlar.