Algı ile gerçeğin savaşı

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, beş yıllık görev süresince hizmet yerine algıya, reklama ve propagandaya yöneldi. Doğrusu bunda da başarılı oldu.

Otuz bin lokantanın hizmet verdiği koca İstanbul'da 9 (yalnızca dokuz) adet çorbacı dükkânı açarak, bunun reklamını yaptı. Sıradan bir esnafın yapabileceği basit bir işi koskoca Büyükşehir Belediye Başkanlığı olarak açmaktan utanmadığı gibi bunu hizmet diye sundu.

Betonları dökülen, paslı demirleri gözüken, tehlike saçan üstgeçitlerde en ufak bir iyileşme yapmadan, şu ifadeleri içeren afişleri asmakta bir beis görmüyor: 'Tehlike arz eden üstgeçitler İBB tarafından güçlendirilmektedir.'

İstanbul'un her tarafının donatıldığı ilanlara bakarsanız; İBB'nin İstanbullu'ya yapmadığı hizmet yok. Üniversiteliye yurt, bebeklere süt, yavrulara kreş, annelere bedava ulaşım, askıda ekmek, askıda fatura, 'beka sorunu olan depreme' karşı kentsel dönüşüm, üniversiteliye burs, sosyal destek kartı, yeni doğan desteği, tablet desteği, anne-bebek destek paketi, bebe bisküvisi desteği, eşya desteği, eğitim destek paketi, Metro ulaşımı, yollar, tüneller, deniz ulaşımı vb...

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

İmamoğlu'nun bu denli göz boyama taktiği, büyük kalabalıklara hitap eden ve ancak oy alamayan Osman Bölükbaşı'nın şu sözünü hatırlattı: 'Harman bol lakin dane yok!'

İmamoğlu'nda da laf çok lakin icraattan eser yok!

İstanbullu'nun en büyük sorunlarından biri de trafik çilesidir. İmamoğlu vaktiyle Beylikdüzü Belediye Başkanı'ydı. Büyükşehir'e gittikten sonra arkasına dönüp bakmadı bile; Beylikdüzü'nü, Avcılar'ı, Küçükçekmece'yi, Büyükçekmece'yi Silivri'yi yüzüstü bıraktı.

Milyonlarca nüfusun yaşamakta olduğu bu ilçelerde metronun lafı dahi edilmiyor. İnsanlar her gün saatlerce trafikte işkence çekiyor, ömürleri trafikte geçiyor.

İmamoğlu bu duruma çözüm için ne yaptı biliyor musunuz Bu beldelerdeki tüm üstgeçitleri afişlerle donattı. Bu afişlerde şu ifadeye yer vermekle yetindi: 'Metro'mu istiyorum!