SÖZDE dostumuz ve müttefikimiz ABD, özellikle Türkiye'ye karşı hiçbir zaman samimi olmadı; sürekli olarak yüzümüze gülüp arkamızdan kuyumuzu kazdı.
Sözde aynı askeri paktta müttefikiz (NATO); bu ne menem dostluk ve müttefikliktir ki içeride yaptırdığı darbelerle yetinmeyip Türkiye'mize kasteden terör örgütlerini kurup, besleyip, eğitip, donatıp üzerimize saldırtıyor.
Türkiye'ye karşı bu ihaneti tam 40 yıldır utanmadan yapıyor ve hiçbir şey olmamış gibi de gözümüzün içine bakıyor!
Şimdi de Netanyahu'ya görülmedik bir vahşeti icra ettirerek Türkiye'ye doğru kışkırtıyor.
Netanyahu da Trump'ı oyuna getirerek Türkiye ile ABD'yi kafa kafaya tokuşturmak istiyor. Trump, Beyaz Saray'da Netanyahu'ya her ne kadar "Akıllı ol!" dese de Netanyahu'nun aklının örtülü olduğu apaçık ortadadır.
Aynı Trump, Suriye'de de ikili oynayarak parçalanmış bir Suriye'yi İsrail'in önüne atıyor, lakin Netanyahu belli ki daha fazlasını istiyor. Zira onun hedefinde Arz-ı mev'ud yani Türkiye'nin da dahil olduğu coğrafyaya sahip olmak var.
Haberin DevamıSuriye'nin dirliği iki şeye bağlıdır; biri üniter devlet yapısı, bir diğeri de Türkiye ile savunma anlaşması yapmasıdır. ABD, kendisinin
sahip olduğu sistemi (federasyon) önüne gelen ülkeye dayatmak istiyor.
Vaktiyle ABD Büyükelçisi Marc Grossman, eskiden çalıştığım İhlas Holding'e gelmiş ve oradaki üst düzey yöneticilere brifing vermişti. Orada, Türkiye için ideal modelin federasyon olduğunu söylemişti.
Suriye'de bir federasyon postundan anında dört tane bağımsız devletçik çıkar.
Zira Dürziler, Nusayriler, Kürtler aportta bekliyorlar!

4