"Ermiş'i sensiz yazamazdım"

Tüm dünyada milyonlarca okura ulaşan "Ermiş" adlı kitabıyla insanlara hayatın karmaşası içinde kendilerini nasıl keşfedeceklerini anlatan Halil Cibran, aşkı Mary Haskell ile keşfeder. Bir hayırsever ve sanat hamisi olan Haskell ile bir arkadaşının atölyesinde tanışır Cibran. Kendisi 21, Mary ise 31 yaşındadır. Kısa sürede yakın arkadaş olurlar. Resim eğitimi almak için Paris'e gitmeye karar veren Cibran'ın bursunu Mary Haskell karşılar. Başlangıçta onu bir hayırsever olarak gören Halil Cibran, zaman içinde bundan çok daha fazlası olduğunu fark eder. Aralarındaki duygusal bağın yoğunluğuyla iç dünyasının zenginleştiğini. Haskell'in onun ruh ikizi olduğunu. Haskell, Cibran'ın evlenme teklifini kabul etmez ama ilişkileri mektuplarla, görüşmelerle uzun yıllar sürer.

Can Yayınları'ndan yeni çıkan "Ermiş'in Aşk Mektupları" bu çiftin mektuplaşmalarından oluşuyor. Ama kitabın asıl özelliği, mektupların karşımıza bir Paulo Coelho seçkisi ve yorumu şeklinde çıkması. Coelho, Halil Cibran'ın iç dünyasını Mary Haskell ile mektuplaşmalarında bulduğunu söylüyor. Bu mektuplardan seçtiklerini bilgisayarına aktarıyor zamanında. Bir gün, eşiyle yaptığı bir tartışma sırasında ona konuyu açıklayamayınca, Cibran'ın mektuplarında birini okumasını istiyor. Sorun çözülmekle kalmıyor, eşi tüm mektupları okuyor. İşte o an Coelho, Cibran ile ilgili bir kitap yapmaya karar veriyor. Güney Caroline Üniversitesi'nde korunan 600 mektup arasından seçtiklerini bu kitapta topluyor. Ve onları şöyle özetliyor: "Derinlerde bir yerde, bir gün tüm bu kişisel mektuplarının yayımlanacağını biliyordu ve kendini bütünüyle hiçbir efsane yaratma çabasına girmeden, olduğu gibi göstermek istemişti. Böylece bize ilham veren bir örnek bıraktı; onun ulaştığı yere biz de kendi yolumuzu izleyerek, sıradan insanların zor ve güzel yolundan geçerek ulaşabiliriz".

Coelho'nun da altını çizdiği gibi, ilham veren mektuplar bunlar. Cibran'ın Haskell'e olan derin aşkının içinde dolaşırken mektuplarda, kendimizi derinlikli bir hayat bilgisi defterinin sayfalarında buluyoruz. Cibran'ın hayattan öğrendiklerini işlediği defterin sayfalarında. İnsanın kendini bütünüyle açabilme arzusunun önemi, büyük şeyleri ondan biraz uzaklaştığımızda görebileceğimiz gerçeği, acıyla mutluluk arasındaki sınır, hayatı sade ve içten bir biçimde yaşayabilmenin huzuru, hayallerimize ulaşabileceğimizin ispatı, geçmişi bir annenin gözünden görmek, insanın kusurlarıyla bir bütün oluşu, kendi yalnızlığıyla yüzleşmemek için başka birisinin yalnızlığını terk etmesini istemek, yalnızca kabuğunu kırmaya cesaret edenin yaşam serüvenine atılabileceği… Hepsi "Ermiş'in AşkMektupları"nda. Bir de itirafta bulunuyor Cibran, Mary Haskell'e yazdığı 23 Kasım 1923 tarihli bir mektupta: "Ermiş'i sensiz yazamazdım".