Dava elma, karar armut...

AK Parti "3Y" diyerek geldi: "Yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar..."Hepsini daha beter ettiği gibi bir de ekleme yaptı, oldu "3Y1H" ...Nedir o "1H" O da hukuksuzluk...Hukuksuzlukla yaşamaya alışmamızı istiyorlar... Yoksulluğa, yolsuzluğa ve yasaklara alıştığımız gibi.Hukuksuzluğa iyice alışalım ki içimizdeki vicdanlar da tükensin isteniyor.Alıştık da sanırım.Çünkü vicdanlar susuyor, hukuksuzluk biriktikçe vicdanlar daha bir sessizleşiyor."Desperado... HSK anayasayı yok saydı..." https:www.karar.comyazarlarfigen- calikusudesperado-hsk-anayasayi-yok-saydi-1593268 başlıklı yazımda anlattım. Anayasa'yı korumayan hâkimleri HSK korudu.HSK, "anayasayı çiğneyen hâkimlere dokunmayacağını" "kesin" olarak açıkladı.Anayasa'dan aldığı yetki ile Anayasa'yı yok sayanları koruyan kararlar alınabiliyorsa daha ne kararlar alınmaz ki...Ben de Hâkim ve Savcılar Genel Kurulu'na, Hâkim ve Savcılar Genel Kurulu üyelerini şikâyet ettim. Bunca yıllık meslek hayatımda ilk kez böyle bir başvuru yaptım.Salı günü de Yargıtay'da idim.Anayasayı yok sayan bu dört hâkim için HSK'ya yaptığım şikâyetten ayrı olarak farklı bir yargılama süreci başlatmıştım.Tamamen "tazminat hukukuna" dayalı bir dava.Dayanağı ceza yasaları değil.Dayanak, Hukuk Muhakemesi Kanunu'nun 46. Maddesi. Yasa maddesinin başlığı "Devletin Sorumluluğu ve Rücu"... Yasa çok açık ve net:"Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması halinde, hâkimlerin bu yargılama faaliyetinden dolayı Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir."Anayasa'nın 153. maddesi der ki Anayasa Mahkemesi kararları herkesi bağlar.Ama dört hâkimi bağlamadı.İşte bu sebeple açtığım tazminat davasının altıncı duruşmasına katılmak için Yargıtay'da idim.Duruşma salonu önünde yaklaşık bir saat bekledim. İçeriden sık sık yükselen seslere tanık oldum.Çağrılıp içeri girdiğimde yükselen seslerin tüm gerginliğini beş kişilik heyetin yüzünde gördüm.Karar ikiye karşı, üç oy çokluğu ile çıktı."Tazminat hukukuna" dayalı açtığım davanın "Ceza Muhakemesi Kanunu" gerekçe gösterilerek "hak düşürücü süre" nedeni ile reddine karar verildi.Dava elma, ret sebebi armut ...Tazminat hukukuna göre dava açıyorsunuz, ceza hukukuna göre karar veriyorlar... Hukuken bu imkânsızdır... Ama yapıyorlar.1868 yılından beri mevcudiyetini sürdüren Yargıtay, bu hukuksuz karara imza attı.Üstelik "hak düşürücü süre" de geçmiş değildi.Yargıtay gibi yargının en tepesinde beş üye bir saat boyunca "hak düşürücü" süreyi mi tartıştıBir bahaneye ihtiyaç vardı da o mu bulunduO da artık ne kadar bulunduysa... "Hukuki olsa da olmasa da biz böyle karar veriyoruz" anlayışı...Karar okunduktan sonra konuşulmaz ama ben konuştum, bu da bir ilkti benim için..."Bugün aydınlığa doğru yeni bir başlangıç olabilirdi. Yargıya güveni tazeler, pusulayı yeniden Anayasa yapardınız. Kapıda 1868 yazıyor,