Erdoğan'ın Bahçeli'ye ihtiyacı kalmadı

Ulusal egemenlik, egemenliğin bir padişaha, bir aileye, bir klana değil, doğrudan doğruya ulusa ait olmasıdır.

Devleti yönetmek üzere yöneticilerin seçilmesi, ülke insanlarının egemenlik hakkını, kurallı, ilkeli yönetilmek üzere devretmesidir.

İşte burada da egemenlik hakkının başka kimseye, zümreye geçmemesi için kuvvetler ayrılığı ilkesi devreye girer.

Ülke insanları kendisine ait olan egemenlik hakkını, yasama, yürütme ve yargı arasında bölerek devreder.

Salı günü Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışının 104. Yılını kutladık.

Peki, 104 yıl sonra biz Türkiye insanlarının egemenlik hakkı ne durumda

Güncel gelişmelere egemenlik hakkının sahibi bizler ne kadar dahiliz

Bizim seçtiğimiz TBMM, yasama yetkisini nasıl kullanıyor Kullanabiliyor mu

Ya yargı ne durumda

Yargı için de "Yargıtay Başkanlık seçimine" bakın derim. 23. kez toplandılar ve başkanlarını seçemediler, seçmediler.

Yargıya güvenin can çekiştiği, hukuka üstünlük endeksinde dip yaptığımız bu dönemde ülkemizin Yargıtay'ının başkanlık seçiminde meğer vaatler yarışı varmış.

Alican Uludağ'ın DW Türkçe haber sitesinde yayınlanan haberinden okuyalım Bakın, başkan adaylarından ve Can Atalay hakkındaki AYM kararını uygulamayan 3. CD'nin Başkanı Muhsin Şentürk'ün vaatleri arasında neler var:

"Diplomatik pasaport kullanım hakkının sağlanması için yasal düzenlemenin gerçekleşmesine yönelik çaba göstereceğiz".

"Özellikle şehir dışından gelip konaklama ihtiyacı olan arkadaşlarımız için AnkaraPanora'daki otelimizi işlevsel hale getireceğiz. Mensuplarımızın azami ölçüde yararlanması için Yargıtay Tatil Köyü'nün kapasite ve işlevini gözden geçireceğiz ve tüm mensuplarımızın istifadesine sunacağız."

"Mescidin kapasitesini artıracağız".

Anlaşılan Yargıtay'ın ihtiyaçları otel, pasaport, tatil köyü falan

Bir de büyük mescit

Bu ülke insanlarının ihtiyacı, tarafsız bağımsız, adil ve hızlı yargı değil mi

Var mı bunlar Yok.

Olmaması Yargıtay'ı rahatsız ediyor mu Hayır.

Gelelim yürütme kısmına.

En popüler konu, en şah soru hangisi:

"Erken seçim olur mu Devlet Bahçeli bir kez daha erken seçim derse ne olur"

Ortada bir enkaz var. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin faili olduğu bir enkaz bu.

Hayat pahalılığına alıştırarak, yoksulluk sınırı altına asgari ücret ödeyerek, milyonlarca emekliyi 10 bin liraya mahkûm ederek yöneten bir "sultan rejimi" var ortada.

Bu enkazı kaldırmanın yolu erken seçim yapıp "yeni bir sultan" seçmek olabilir mi

Ayrıca da Erken seçim adı altında bir düzenleme de yok anayasada.

Seçimlerin yenilenmesi kararının parlamentoda alınması gerekir. TBMM'de kalkacak 360 ele ihtiyaç var.

Anlayacağınız erken seçim Bahçeli'nin istemesiyle olmaz. AKP'li vekillerin de el kaldırması lazım.