Hastalıkların kaynağı: Gizli açlık - 8

Hastalıklar çağı olarak nitelendirilebilecek olan zamanımızda, insanların tamamına yakın kısmı imkân, zaman ve bilgi yetersizliğinden dolayı, beslenme düzensizliği yaşamaktadır.

Özellikle çalışan kesimler ve okul dönemindeki gençlik grupları, organizmanın verimli faaliyetini destekleyecek olan sağlıklı beslenme imkânlarından yararlanamamaktadır. Kesinlikle ihmâl edilmemesi gereken ve olmazsa olmaz olan kahvaltı, zaman yetersizliğinden dolayı, yolda giderken hiçbir besin değeri olmayan işlenmiş unlu yiyecekler, kola, kutu sütleri veya aromalı meyve sularıyla geçiştirilmektedir. Gün boyunca zihnî ve bedenî performans gerektiren çalışmalar için, protein sağlıklı beslenmenin vazgeçilmez temelidir. Sağlıklı bir kahvaltıda, organik yumurta kesinlikle faydalı olduğundan, vazgeçilmemelidir.

Gizli açlık problemini karmaşık hale getiren, gıdaların besleyici özelliklerinin ortadan kaldırılarak, içlerinin boşaltılmasıdır. Bunun yanında, pratik uygulamalarda yaşanan en büyük handikap, yüklenen pestisitlerle zehir deposu haline getirilen topraktaki organik maddelerin giderek yok olmasıyla, yiyeceklerin eskisi kadar besin içermemesi olayıdır. Bunlar göz önünde bulundurularak toplumun MENTAL, ENTELEKTÜEL, PSİKOLOJİK ve SOSYAL yönleriyle gelişip, ilerlemesi programlanacaksa, pergelin merkez noktasının burada sabitlenmesi esas alınmalıdır. Ayrıca unutulmaması gereken çok önemli bir sağlık problemi ise, Avrupa sıralamasında birinci olduğumuz, bütün sistemleri tahrip eden DİYABET hastalığının hızla artışının nedenlerini sorgulamamız gerekir. İlk akla gelen tatlı ikramlarımızın ve bir vesile bulunarak gelene-gidene sunulan lokma tatlılarının içerdiği, hiçte sağlıklı olmayan maddelerin, vücuda girişlerinin sonuçları düşünülmelidir. Başlı başına bir koruyucu sağlık problemi olan TATLI SEVGİSİ, şekerli tatlandırıcılar, glikoz benzeri yapay tatlandırıcılar, renkli-boyalı jeller, trans yağlarla karşı karşıya bırakabileceğinden, çok dikkatli davranılarak, oldukça uzak durulması sağlığa destek sağlayacaktır.

Gizli açlık problemine geniş perspektiften bakıldığında, anlaşılacağı üzere: "Son yıllarda, mutfaktan, evde yemek pişirmekten ve ailece yenen yemeklerden giderek kopuyoruz. Gıda endüstrisi mutfağımızı adeta ele geçirdi ve bizi işlenmiş hazır gıdalara alıştırdı. Bugün yediklerimizin çoğu fabrikalarda üretiliyor ve neticede OBEZİTE, DİYABET ve kronik hastalık salgını yaşıyoruz. Bunların büyük bir bölümü tamamen icat edilmiş ve sentetik olarak üretilmiş, mikrodalga fırında ısıtılarak yenen şeyler. Halbuki sevdiklerimizle, düzenli olarak sofraya oturduğumuzda, bunun sağlığa, diyete, STRESE, vücut kompozisyonuna bile olumlu etkisi oluyor. Başka bir deyişle ne yediğimiz kadar, nasıl ve kiminle yediğimiz de, büyük fark oluşturuyor. Düzenli, birlikte yeme alışkanlığı olan ailelerde, çocukların da kendilerini kronik hastalıklardan koruyarak, hayatî besinleri çok daha fazla tükettiği görülüyor. CİPS gibi ultra-işlenmiş gıda tüketimi azalıyor. Mevcut rakamlar iyi değil. ABD'de ailelerin yalnızca yüzde 30'u sofraya düzenli olarak birlikte oturuyor. Böylece çok önemli bir koruyucu faktörden mahrum kalıyoruz.