Hastalıkların kaynağı: Gizli açlık - 5

Açlık duygusuyla kıvranan midenin, çeşitli gıdalarla doyurulması yanında, gerçek ihtiyaçları karşılanamayan hücrelerin yaşadığı gizli açlık, belirti ve sonuçları geç fark edilebilen biyolojik tükenişin bir başka adıdır.

Besleyici değerleri bulunmayan yiyeceklerin, insan organizmasının temel yapısını teşkil eden hücrelerin, yaşadığı gerçek açlık sonucu, hücre biyolojisi gerçek yakıt gelmediğinden, yaradılıştan gelen fizyolojik programlar değişime uğrayacağından, sayısı hızla artan kronik hastalıklarla hızlı bir şekilde yıpranmaya başlayacaktır. Gizli açlık probleminin yaşanmasında ekonomik yetersizlikler kadar, beslenme bilgilerine önem verilmemesi, yaşanacak zararları katlayarak arttıracaktır. Dolayısıyla sağlıksız kuşakların yetişmesi sonucu, toplumun huzur ve dengesi derinden sarsılacaktır.

Dengeli beslenemeyerek, gizli açlığın kıskacında sıkışıp kalan insan organizmasına gerekli önemin verilmemesi noktasında, düşünülmesi gerekenin, vücudun değerinin yeterince anlaşılmasına odaklanılmasıdır. Zira "vücut komplike ve kendi içinde uyumlu bir sistemdir. Vücuttaki her şey birbiri ile alakalıdır. Mesela kanseri tedavi etmenin, kanseri engellemekten geçtiğini unuttuk. Her hastalıkta aynı hataya düşüp tedavinin ayrıntılarına daldık, büyük resmi görmüyoruz artık. Hastalıklarda da, sağlıkta da sisteme bir bütün olarak bakmalı, tüm neden-sonuç ilişkilerini incelemeliyiz." (1)

Yaşam enerjisinin sağlandığı kaynak, sağlıklı gıdalardan karşılanan beslenme fonksiyonlarına bağlanmıştır. Sağlıklı ve kaliteli bir yakıt olmadan, sağlıklı bir hayat sürdürülemez. "Aslında insan vücudu, kimyasal elektrikle çalışan bir BİYOLOJİK SİSTEMDİR. Vücuttaki tüm metabolik olaylar, bir tür kimyasal elektrik enerjisiyle oluşur. Bu yüzden, vücuttaki tüm sıvılarda bu BİYO-ELEKTRİĞİN akabilmesi gerekir. İnsanın pili de, bu elektrikle şarj olur. Zaten sorumuz da, sorunumuz da şudur: Bu pili nasıl daha çok şarj edebiliriz" (2) Organizma, antioksidan kapasitesi düşük, serbest radikal oranı yüksek olan besin maddeleriyle beslendiğinde, hücreler açığa çıkan toksinler sonucunda, fizyolojik yıkımlar yaşayacağından, meydana gelecek fonksiyon bozuklukları sonucu yıpratıcı hastalıklarla uğraşılacağından, yaşamın tadı kaçacak ve kalitesi de düşecektir.

İnsan organizmasının düzenli çalışabilmesi, sağlıklı ve dengeli besin maddeleriyle desteklenmesi sonucunda, verimli ve uzun ömürlü bir kullanım performansına ulaşabileceği bilinmektedir. Çok duyarlı ve dayanıklı organların ahenkli birlikteliği ile, harika bir intizam ve faaliyet programıyla, çalışmalarını uzun süreli devam ettirecek olan "vücut sürekli kendini korumaya programlı muhteşem bir organik makinedir. Karaciğer, her şeyin içindeki zararlıları zararsızlardan ayırır. Bu önemli organımız, çok güçlü bir ayrıştırma fabrikasıdır. Tüm vücuttaki yağda eriyen toksinlerin, suda erir hale getirilmesi karaciğerin işidir. Çünkü toksinler, suda erir hale getirilmezse dışarı atılamazlar." (3) Organların sağlıklı fizyolojik faaliyetlerini sürdürebilmeleri, aralarında kurulan İLÂHÎ AKORD'UN korunmasına bağlanmış, bu da bizim irade ve tercihlerimize bırakılmıştır.