Pan-Slavizm'in Ukrayna düellosu

Gelmiş geçmiş en büyük romancılarından biri, hatta birincisi olan sara hastası Fyodor Dostoyevski, 1862 Haziran'ında 'epilepsi'nin sırlarını Batılı hekimlerden öğrenmek için Avrupa seyahatine çıktı. Asıl amacı bambaşkaydı: Ruslar üzerinde kültürel hegemonya kurmuş zehirli fikirlerin kaynağı olarak gördüğü Avrupa'daki kültürel iklimi yerinde izlemekti. Dostoyevski, en çok Paris'te kaldı, orayı gözlemledi. Müptelası olduğu kumarla yine çok samimi olduğu günlerdi bunlar. Dostoyevski, Paris'te özgürlüğün sadece cebinde milyonlarca frank bulunan şanslılara ait olduğunu yazmıştı. Bu, bir Pan-Slavist'in Batı Avrupa'dan nefreti için yeter gerekçeydi. Bu girizgâhın vesilesi, kuzeyimizde bir süredir devam eden Rusya-Ukrayna geriliminin üçüncü bir dünya savaşına yol açıp açmayacağı spekülasyonlarını, Avrupalı ulusların bilinçaltını iki ayrı dünya savaşına hazırlayan dönem bazında kısaca incelemek. Putin'in, Macron ve Scholz'u tahterevalliyi andıran uzun masa diplomasisiyle baştan savma ağırlayıp yollamasının altında ulusların bilinçaltı ilişkilerinin belirgin etkisi var. Her ulusun bilinçaltında atalarından tevarüs eden istilacı kuvvetli arzular yatar. Biz her ne kadar hammadde sömürüsü yapmamış bir millet olsak da, bizim de bilinçaltımızda 'fetihçi' arka plan vardır. PAN-SLAVİZM'İN MUCİDİ HERKEL Pan-Slavizm'le başlayalım: Panslavizm, Rusya'nın 19. yüzyılın ilk yarısından bu yana uyguladığı bir karasal hakimiyet stratejisi aslında. Ruslar kara devleti olduğundan ötürü Doğu Avrupa ırkları ile akrabalığı siyasal olarak kullanmak zorundaydı. Pan-Slavizm'in mucidi Jan Herkel adında bir Slovak avukat ve yazar. Ee, peki bu Herkel adlı arkadaş Pan-Slavizm'i nerden esinlenerek ortaya attı. Avrupa'dan... Pan-Cermenizm düşüncesinden... Yani Hitler'in istilacılığının tarihsel arka planındaki ideolojiden... Pan-Cermenistler de Avrupa'nın hatırı sayılır bir kısmının Almanca konuştuğunu söyleyip Avrupa'ya, hatta mümkünse doğusuna da Almanların hâkim olmasını benimseyen radikal akımın temsilcileri. PUTİN O SÖZÜ BOŞA KULLANMADI Yirminci yüzyılda ne olmuştu, kısaca hatırlayalım: İlk sömürge dalgasından umduğunu bulamayan Almanya, iki dünya savaşında da yenilince istediği 'tahsilatı' yapamadı. İkinci savaşın galibi ABD, savaşın ganimetini haddinden fazla aldı. Anglosakson Atlantik ittifakı Almanların askeri ve istihbari teknolojilerini (ç)aldı. CIA'in atası OSS'in (Office of Strategic Services) kuruluş sürecinde çorbada tuzu olan Gehlen, eski bir Nazi generali idi. Ruslara ise kapitalizm karşısında yenilmesi mukadder bir kuru ideoloji bıraktılar sadece: Sosyalizm. Rusya başta olmak üzere Slav topraklarında para yoktu, yoksulluk, açlık kol geziyordu. Ruslar, Hitler'i yenmiş ama savaşı aslında kaybetmişlerdi.