Heykel vandalizmi ve heykel fetişizmi

Türkiye'de Atatürk heykeli deyince akla rahmetli Tankut Öktem gelir. Öktem; eserlerinin niceliği ve niteliğiyle en popüler Atatürk heykelcisiydi dersek yanlış olmaz. Öktem'le 2006 yılında Bursa'nın Gemlik ilçesindeki atölyesinde röportaj yapmıştım. Ona biraz da mübalağa ile "heykel imparatoru" diyorlardı. Dünyanın en büyük beşinci anıtı olan Ankara Harp Okulu'ndaki devasa eseri, 1992 senesinde Time Dergisi'ne kapak olmuştu. Öktem, röportajımızdan bir yıl sonra, 2007 yılında Kadıköy taraflarında aracına bir kamyonun çarpması sonucu vefat etti. Bir plastik sanatlar eleştirmeni değilim elbette. Ama bu konuda kapsamlı araştırmalar yapmış bir gazeteci olarak Tankut Öktem'in, Cumhuriyet'in kuruluş yıllarında Atatürk heykeli yapacak heykeltıraş bile bulamayan bir ülke için iz bırakan işler yaptığını söyleyebilirim. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti'nin Ödipal Çağı'nda (Freudyen terminolojinde çocuğun cinsel kimliğinin oluşmaya başladığı 3-6 yaş arası dönem) Atatürk heykelleri Avusturyalı Heinrich Krippel, İtalyan Pietro Canonica ve Macar Anton Hanak başta olmak üzere yabancı sanatçılara yaptırılıyordu. Krippel'in en önemli eserlerinden biri Ankara Ulus'taki Zafer Anıtı'dır. Sarayburnu'ndaki Atatürk heykeli, Afyon'daki Büyük Utku Anıtı ve tabii son günlerde tartışmaların odağında yer alan ve bu yazının yazılmasına vesile olan Samsun'daki Onur Anıtı, Krippel'in en bilinen eserleri. "YERLİMİLLİ" ATATÜRK HEYKELLERİ Tabii bu anıtlarheykeller, sonradan yapılmış estetikten ve giderek etikten yoksun 'yerli''milli' heykellerle mukayese kabul etmeyecek ölçüde iyi eserlerdir. Türkiye, estetikten yoksun Atatürk heykeli yapan pek çok fırsatçı gördü. "Kör jiletle heykel tıraşı yapanlar" diyelim biz onlara. Beşiktaş İskelesi'nin oradaki Barbaros Hayrettin Paşa ve neferlerinin yâd edildiği meydana yapılmış güzide anıttaki bir parçanın berbat kopyasını üreterek işe başlayanlar bile vardı. Bu anıtın inşaatında amele olarak çalışıp oradan aldığı kalıpla seri Atatürk heykeli üretimi yapan ve darbe dönemlerinde heykel satarak köşeyi dönenleri de gördü bu ülke, hesap edin. Samsun'daki Onur Anıtı, Mustafa Kemal'in Samsun'a çıktığı noktaya yerleştirildiği için sembolik anlamı da var. Ancak iki sabıkalı kuzen, kaidenin üzerindeki atın bacaklarına bağladıkları halatı araçla çekip anıtı yıkmaya çalıştı diye anıtın etrafında "tavaf" yapmanın; yaşlı-başlı Kemalist amca ve teyzelerin siyah önlükler giyip yürüyüş yapmalarından pek farkı yok. Belli ki işin içinde bir provokasyon var. Heykeli yıkmaya çalışanların altı ayrı suçtan sabıka kaydı bulunuyor. Vandalistler, 1950'li