Ölümle akrabalığımız

Kayınvalidem, hayatımızı kolaylaştıran bir dayanağımız, enerji kayağımızdı, vefat etti. Hayatımızda etkin bir tesiri olan annemizin vefatı hepimizde derin etkiler bıraktı. Her şey bir anda ters yüz oldu, yaslandığımız duvar göçmüş gibiydi, yalnızlaştığımızı hissettik. Çevresinde ev işlerindeki mahareti, taviz vermediği tertip düzeni ve ikram severliği ile bilenen annemiz "ailemin bir parçası" dediği komşularını da derinden sarstı. Kapı komşuları "Sırlarımızı ona anlatırdık, içimizi ona dökerdik" deyip hayırla yat ettiler ve onun hoş sohbetinden, ikramseverliğinden bahsettiler. Cenaze aracı gelip, annemizin tabutu teslim edildiğinde derin bir çaresizlik hissettik. Bütün çocuklar oradaydık ve onu son kez görebilmek için beklemekteydik. Söz bitmiş, zaman durmuş ve alışageldiğimiz her şey yerinden oynamıştı. Hiç birimiz konuşmadık, tek kelam etmedik, sanki herkes kendi tabutunu, kendi veda anını görüyordu. pushfn('ads'); Ölüm, hayatımıza tesir eden etkin bir kitap ve hepimiz o kitabı tekrar tekrar okuyoruz. Tabut, hüzün ve veda İşte hayatın özeti! İnsanın gözünde büyüttüğü dünya bu! Tabutu açıp annemizin yüzüne son kez baktığımda kulaklarımda tiz bir ses yankılandı ve acının boğazımda düğümlendiğini hissettim. Evet, bu yüz, bu gözler, bu beden annemize aitti ama o burada değildi, bu beden onun ruhunun sadece kabıydı ve artık boştu. Tabut önümüzdeydi ama annemiz yoktu, onun enerjisi, heyecanı, sohbeti yoktu ve biz hatıralar arasında gidip geliyorduk. Tabutun yanında uzun süre bekledik, annemizin yüzüne dokunduk, ellerinden tuttuk, kulağına eğilip duygularımızı fısıldadık ama bütün bunlar acımızı hafifletmeye yetmiyordu. Dokunduğumuz beden ona aitti, bu ayaklar, bu kollar, bu yüz onun uzuvlarıydı ama ne konuşuyor, ne gülüyor ne de tepki veriyordu Annemiz ardında derin acılar bırakıp ait olduğu yere gitmişti. O artık aramızda değildi. Bu ceset artık toprağın çocuğuyla ve ait olduğu yere gidebilmek için beklemekteydi. Düşündüm Sevdiklerimizle kurduğumuz bağı onların simaları ile mi yoksa ruhları ile mi kurarız Neyi özleriz Onların ruhlarındaki inceliği, nezaketi, sevgiyi, şefkati mi yoksa içimizi aydınlatan çehrelerini mi Neye güveniriz Sevdiklerimizin simalarına, bakışlarına mı yoksa yüreğimize dokunan ruhlarına, benliklerine mi Neyi severiz Neye bağlanırız Bitmek bilmeyen soruların sokaklarında dolaşırken acı, hüzün, yalnızlık ve özlemlerimin yüreğimde bir ağırlığa dönüştüğünü fark ettim. Acı gittikçe yoğunlaşmıştı ve sanki