Mehmet Bey'in Evi

Mehmet Bey ve eşi Fatma Hanım'la yedi yıl önce arkadaşım Ayşegül Aktürk aracılığıyla tanışmış ve bir yardım kuruluşu gibi işlev gören mekânlarını fırsat buldukça ziyaret edip, hayır için yarışan insanların yüreklerindeki merhamete tanık olmuştum. Mehmet Bey'in evi, içinde her ırktan, her dinden, her renkten insanı barındıran bir şehir gibiydi. İnsanlar buraya gelip sıkıntılarını dile getiriyor ve Mehmet Bey ve eşi Fatma Hanım bu kişileri ihtiyaçlarına cevap verebilecek insanlarla bir araya getirip, bağlantılar kuruyor ve yaralarına merhem olmaya çalışıyorlardı. Her zerresi tarih kokan Taksim Tarlabaşı'nda ahşap ve mütevazi bir evde yaşıyordu Mehmet Bey ve Fatma Hanım. Fakat onlar yaşadıkları evi özel bir mülk olarak görmemiş kapılarını bütün insanlara açmış ve evlerini bir yardım kuruluşuna dönüştürmüşlerdi. İçeri girdiğinizde kendinizi evinizde hisseder ve iyilik için bir araya gelen kişilerle yan yana gelip insanların sorunlarına çözüm üretmeye çalışırdınız. Mehmet Bey Afrika'dan, Çeçenistan'dan, Doğu Türkistan'dan, Afganistan'dan ülkemize gelip burada iş bulamayan, kalacak yeri olmayan kişileri ilgili resmi ve sivil kuruluşlara yönlendiriyor, şartları bu kuruluşlara uygun olmayanların ihtiyaçlarını nereden ve nasıl karşılayabileceğine dair araştırmalar yapıyor ve bir baba sıcaklığı ile yaklaşarak mağdura güç ve moral veriyordu. pushfn('ads'); İhtiyaç sahiplerine destek sağlamak ve dayanışmayı güçlendirmek için bir araya gelen hayırseverler burada yardımcı oldukları insanlarla tanışıyor ve onlarla bir kardeşlik bağı geliştiriyorlardı. Mehmet Bey'in evinde tanışan kişiler dayanışma grubunun bir ferdi haline geliyor ve mağdurların ihtiyaçlarını karşılayabilmek için el ele veriyorlardı. Mehmet Bey'in evinde iyilikten başka bir şey konuşulmazdı ve ev hepimizin içini serinleten bir enerjiye sahipti. Pandemiden önceki