Kehanetinin Kurbanı Olan Adam

Anton Çehov'un meşhur hikâyesi takıntılı bir kişinin, kazanımlarını kehanetine nasıl kurban ettiğini özetler mahiyettedir. Hikâye kısaca şöyledir: Rus komutanlar maiyetleri altında çalışan paralı askerleri ödüllendirmek için tiyatroya götürürler. Ağır koşullarda yaşayan askerler komutanların bu jestini ruhen dinlenebilmek için bir fırsat olarak görür ve tadını çıkarmaya çalışırlar. Komutanlar salonun ön kısmında askerler ise hemen arkalarında oturmuş heyecanla tiyatronun sergileneceği anı beklemektedirler Ortamda derin bir sessizlik hâkimdir. Tam da o sırada komutanların hemen arka safında oturan askerlerden biri kuvvetlice hapşırır ve hemen yüzünü çevirir, elini ağzına götürür sonra önünde sessizce bekleyen komutanın yüz ifadesine bakıp korkuya kapılır. Askerin içindeki kaygılı çocuk ortaya çıkmış, "Sanırım kuvvetli hapşırdım ve komutanın üzerine bir damla tükürük sıçradı, baksanıza yüzü çok asık, belli ki bana öfkelendi" diye fısıldamaya başlar. Kaygı gittikçe artar ve asker komutanın kendisini işten atarak cezalandıracağına inanmaya başlar. pushfn('ads'); Tiyatro başlamış ve insanlar sergilenen oyuna odaklanmış, hoşça vakit geçirmeye çalışmaktadırlar. Fakat asker içindeki kaygılı çocuğu bir türlü ikna edememiş ve ne oyuna odaklanabilmiş ne de bütün bedenini kaplayan kaygıyı ortadan kaldırabilmiştir. Asker karamsarlığa kapılmış ve komutandan özür dileyebilmek için fırsat kollamaktadır. Sahnenin en heyecanlı kısmına gelinmiş ve herkes pür dikkat oyuna odaklanmıştır ama askerin göğsüne bir ateş parçası düşmüş onu yakıp kavurmaktadır. Umutsuz bir şekilde başını çevirir ve yanındaki arkadaşına fısıldar, "Baksana komutanın yüzü ne kadar asıldı, sanırım bana çok öfkeli, kasıtlı yaptığımı düşünmüş de olabilir, özür dilemeliyim, telafi etmeliyim, yoksa işimi kaybedebilirim" der ve komutanın kulağına eğilir, "Efendim az önce hapşırdım ve sanırım üzerinize sıçradı, elimde değildi özür dilerim" der. Komutan sert bir ifade ile "yok öyle bir şey" der. Asker komutanın yüzüne bakar ve tamam der beni affetmediği yüz ifadesinden anlaşılıyor Asker kendi elleriyle kazdığı çukurun içinde boğuşmaktadır ve endişesi daha da artmıştır. Hüzünlü bir ifade ile komutanın yüzüne tekrar bakar ve yok der beni af etmedi, garanti çıkaracak işten, keşke tutsaydım kendimi pushfn('ads'); Komutanlar, askerler tiyatroya odaklanmış ve yaşadıkları anın tadını çıkarmaya çalışmaktadırlar o ise benliğini tamamıyla esir alan kaygı denizinden bir türlü çıkamamaktadır. Askerin kaygıları arttıkça zaman