Hz. Peygamber, "Hak ihlali ile karşılaştığınızda bunu elinizle düzeltin, güç yetiremiyorsanız dilinizle düzeltin, buna da gücünüz yetmezse kalben buğzedin" buyurmuş ve adaletin tesisi noktasında her bireyin eşit şekilde sorumlu olduğunu vurgulamıştır İslam bilginleri Resulullah'ın bu ifadelerinin toplumun bütün katmanlarını kapsadığını belirtmiş ve elle düzeltmeyi devletin, dille düzeltmeyi eğitimcilerin, kalben buğzetmeyi ise halkın vazifesi olarak değerlendirmişlerdir. Yani içinde bulunduğunuz şartlar ve sosyal statünüz ne olursa olsun hak ihlali ile karşılaştığınızda kötülüğü ortadan kaldırmak için harekete geçmek ve gücünüz nispetinde çaba göstermek zorundasınız. Elimden hiçbir şey gelmez deyip kıyıya çekilemezsiniz zira zulmün bileğini kıracak güç potansiyeline sahipsiniz ki, fiziki olarak zayıf düştüğünüz anlarda bayrağı vicdanınız alıyor ve eyleminiz duaya dönüşüyor Vicdanınızın direnişini küçümsemeyin! Resulullah'ın kalben buğzetmeyi en sona bırakmış olması bunun önemsiz olduğunu göstermez aksine bu yaklaşım bütün imkânların tükendiğini düşünüp başınızı eğdiğiniz anda dahi iç dünyanızda mevcut olan bir gücün harekete geçip sizin niyetinizi, tavrınızı ve safınızı ortaya koyduğunu gösterir. Bu güç vicdandır ve vicdanın önüne geçebilecek hiçbir şey yoktur, o bütün korkuları öldürmüş ve tavrını ortaya koymuştur. Bu o kadar büyük bir dirençtir ki, elleriniz bağlanıp, diliniz sustuğunda vicdanınız tahayyül edemeyeceğiniz kadar güçlenir ve buğzeder, yön gösterir, sizi tarafınızı seçmeye zorlar. pushfn('ads'); Kalben buğzetmeyi küçümsüyor ve toprakları işgal edilen, ekmekleri ellerinden alınan, hürriyetleri kısıtlanan mazlum halklar için hiçbir şey yapamam deyip kıyıya çekiliyorsunuz öyle mi Dikkat edin hassas bir çizgide yer almaktasınız ve safınızı seçmek zorundasınız Zulmün kalelerine ellerinizle uzanamıyorsanız, kalben buğzedip safınızı belirlemek ve kötülüğe karşı tavır almak zorundasınız Gücünüzün sınırı bellidir ve fiziki olarak bütün