Bizim mahallenin yobazları

Başımı avuçlarımın içine aldım ve düşünüyorum İnsan neden kendini bir hücreye hapseder de güneşin ışığından ve ısısından mahrum kalır. İlginçtir bu ahmaklık ve bu dar görüşlülük sadece insana has bir durum. Kendi hücresini kendi elleriyle örüyor insan ve düşünce ufkunu, anlayış kapasitesini daraltarak çıkmaz bir sokağa açılıyor. Nasıl olur da insan kendi mağarasını elleriyle örebilir Güneşten neden korkar, neden karanlığı seçer Bütün bu sorular zihnimizin labirentlerinde gezinir durur ve ne makul bir cevaba ulaşabiliriz ne de bu bağnazlarla ortak bir noktada bulaşabiliriz. Son günlerde mağdur edilmiş, incinmiş insanların yaralarını deşen malum profesörün karanlığa hapsettiği zihniyetini kast ediyorum. Gerçi açıklamanın üzerinden epey zaman geçti ama yankıları hâlâ devam ediyor. Yazılı ve görsel medyada adından sık sık söz ettiren profesör, dini sembolize eden nesnelerin kullanılamayacağını ifade ederken, kendince tarafsızlığa ve etik değerlere vurgu yapıyor. pushfn('ads'); Anlayacağınız bu zevat dine karşı olan husumetini kusmak için deveyi iğne deliğinden geçirmeye çalışıyor ne garip değil mi Dünyanın neresinde yaşarsanız yaşayın hastalığa maruz kaldığınızda hastaneye koşar ve hekimin cinsiyetine, sosyal kimliklerine, inancına bakmazsınız zira doktorun işi sizin sorununuzu teşhis edip tedavi etmektir. Doktor gelen kişinin şekline şemailine değil sorununa odaklanır ve ihtiyacınız olan desteği alıp çıkarsınız. Yoksa icra ettiği meslek ne olursa olsun her bireyin bir inancı, bir ideolojisi, bir safı mutlaka vardır ve bu kişilerin dillerine doladıkları etik kavramı tam da burada devreye girer ve hekim farklılıklara değil şahsın sağlığına odaklanır. Doktor dini değerlere bağlı bir şahsiyet ise hastayı anlama ve destek sağlama noktasında daha da hakkaniyetli davranır ki, bu bir avantaj, bir kazanımdır. Fakat ne yazık ki her zerresi şehit kanı kokan bu topraklarda yüz yıla yakındır palazlanan bu bağnazlara bunu anlatabilmek mümkün olmuyor. Adamlar hedeflerine İslam'ı koymuşlar ve dini çağrıştıran sembolleri gördüklerinde kırmızı görmüş boğaya dönüşüyor ve sağdan soldan saldırmaya başlıyorlar. pushfn('ads'); Dünya hızla değişiyor, yeni dünya söyleminden, robotlardan, uzayda hayat olup olmadığından bahsediliyor. Bizim dinozorların gündemi ise hiç değişmiyor onlar bir asırdır aynı düdüğü öttürmeye devam ediyorlar. Dinin asli değerlerine saldırabilmek için köhne mahzenlerde bekliyorlar, küçük bir delik bulsalar hemen sızacak ve nefretlerini kusmaya başlayacaklar. Bu toprakların en büyük şansızlığı, bu çağ dışı yobaz ve kendini bilmezlerdir. Neyse ki hayat onların kustukları şiddete rağmen akışını sürdürüyor ve süzülüp gelen güneş ışıkları bütün engelleri delerek kalplere ulaşıyor. Bağnazlar güneşi söndürebileceklerini zannedip, yüreklerinden taşlar fırlatıyorlar. Ama hamdolsun dokundukları her noktada papatyalar açıyor ve dinin değerlerine tutunan erdemli insanlar her alanda hizmet vermeye devam ediyorlar. Bu bir kazanımdır zira yüksek insani değerler içeren ve bireyin merhamet yanını geliştiren kadim köklerimiz güncel bilgilere zarar getirmez aksine ışık