Ağacın Gölgesi

Çocuk salıncaktaki arkadaşını hızla ittirir ve onun düşüşünü seyrederek geçer sonra keyifle sallanmaya başlar. Arkadaşı düştüğü yerden doğrulur, "Sıranı beklemelisin" der ve salıncağa ulaşmaya çalışır fakat çocuğun annesi araya girer ve onu öfke ile ittirir. Hakkı ihlal edilen çocuk başını eğer ve ağlayarak evinin yolunu tutar. Salıncağın keyfini çıkarmaya çalışan arkadaşı ise anneyi dünyayı ayaklarının altına seren bir güç olarak görür ve onun gözlerinden boşanan yaşlara hiç aldırmaz. Anne çocuğun arkadaşına yaptığı haksızlığın farkındadır fakat el âlemin çocuğu için ona karşı çıkacak ve taleplerine engel olacak değildir. Anne bu çarpık anlayış ile büyümüştür ve safında yer aldığı kişi ya da kişilerin günahını örtmenin, hatalarını masum görmenin sevgiyi güçlendireceğine inanmaktadır. Anne farkında olmadan bu yanlı ve çarpık yaklaşımı çocuğuna aktarmakta ve onun vicdanındaki şefkat damarlarını kurutmaktadır. Zira anneyi model alan çocuk onun bu tavrını içselleştirerek, adaletsizliği, tarafgirliği, adam kayırmayı öğrenecek ve erişkinler dünyasına katıldığında hak ihlal eden bir siyasetçiye, bir eğitimciye, bir sağlıkçıya dönüşecektir. İki çocuk arasında geçen bu olayın gelecekte büyük hak ihlallerine, şiddete dönüşeceğini kimse hesap etmez ve o kıvılcım büyüdükçe büyür dev bir ateşe dönüşür. Adlarını ektikleri şiddetle tanıdığımız katillerin, diktatörlerin ve psikopatların yüreklerinde büyüyen nefretin temeli çocukluk çağında atılmıştır fakat bilirkişiler her nedense kirin yüzeyindeki köpüğe odaklanır ve geçici önlemler alırlar. pushfn('ads'); Annenin Afrikalı mazlum halklara savurduğu hakaretlere şahit olan bir çocuğun resim dersinde hep siyahîlerin kapatıldığı hapishaneyi çizdiğini ve bu insanların ölümü hak ettiklerini yorumladığını hatırlıyorum. Çocuk annenin telaffuz ettiği ırkçı söylemleri anlamlandırır onun beden dilini okur ve kendisiyle aynı inancı, aynı ten rengini ve aynı düşünceyi taşımayan bireylerin sevgiyi hak etmediklerine inanır ve öteki ile ilgili negatif bir algıya sahip olur. Şu bir gerçek ki; şiddeti güç olarak gören anti sosyal bireylerin iç dünyalarında şiddete sebebiyet veren ya da besleyen gizil figürler vardır fakat bunu hep göz ardı ederiz. İnsan kendini yüksekte konumlandırma potansiyeline sahiptir ve bunun için ötekileştirebileceği kurbanlara ihtiyaç duyar. Bu elbette sağlıklı bir durum değildir ancak çok rahat kapılabileceğimiz