"Benim yanlışım senin hakikatini kovar" korosu...

I-Ahlaki meseleleri, toplumda yürürlükte olan işe ulaşma ve işi sürdürme biçimlerini göz önünde bulundurmaksızın ele almak anlamlı değildir. Erdem ya da erdemsizlik olarak kabul edilen pek çok davranış, en bariz şekilde bir işin sürdürülmesi ve nihayetlendirilmesi esnasında ortaya çıkar.İş ve eylem olmadan herhangi bir değerden bahsetmek mümkün değildir. Ne yazık ki günümüzde işin nasıl yapıldığından ziyade, o işi yapan kişinin şöhreti, tanınırlığı üzerinden yapılıyor değerlendirme. Hâl böyle olunca da insanlar bir şekilde tanınır olmak için dile düşmenin envaı çeşit yolunu arıyor. Bakınız Avukat Feyza Altun.Her vesile ile toplum ikiye bölündü diye başlayanhazır kalıp bir şikâyet cümlemiz var. Sağ-sol, dindar-seküler, eğitimli-eğitimsiz, fakir-zengin, Kürt-Türk, kadın-erkek, genç-yaşlı... Listeyi uzatabilirsiniz. Bu ayrımların yanına her gün bir yenisi ekleniyor. Sanki yanlışa yanlış dememizin önüne engel olsun diye her gün bir yenisi icat edilen yapay kategoriler ile başımız fena halde dertte.Yanlışa yanlış demek yerine, "Önce bakarım, yanlışı kim yapıyor" diyen "Benim yanlışım senin hakikatini boğar korosu", sosyal medya üzerinden güç devşiriyor, hükmünü ilan ediyor.Yanlışa yanlış diyememe sendromu içinbakınız:Avukat Feyza Altun'un şeriata küfretmesi. Onun bu küfrüne karşılık Feyza Altun'un şahsına küfredilmesi. Feyza Altun'un gözaltına alınıp sonra serbest bırakılması...İdrak ve izan sahipleri, yapay zekâ çağında kimlerin işsiz kalacağını, bu kadar işsizin olduğu bir toplumda sosyal ilişkilerin nasıl sürdürüleceğini, toplumsal düzenin nasıl sağlanacağını dert edinedursun, sosyal medya yeni meşguliyet olarak "içerik üretimi"ni, yeni itibar kalemi olarak takipçi sayısına sahip olmayı çoktan inşa etti. "Takipçi kasarak", takipçi satın alarak "Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz" kulübüne üye olmaya niyetlenenlerin sayısının her geçen gün arttığınıartacağını öngörmek için sosyal bilimci olmaya gerek yok. Gündüz ekranlarda makul, gece sosyal medyada oldukça saldırgan profil ortaya koyan insanların sayısı azalmayacak, giderek artacak. Neden artacak Çünkü rezil olmanın tanınırlığa sunduğu katkı, ekonomik olarak bazılarına iyi gelecek.Sayılar üzerinden (takip, görüntülenme, paylaşılma vb.) bir performans ortaya koyup fenomen olmak, bu vesile ile ekonomik güç elde etmek gibi bir imkân sağlıyor Sosyal Medya.II-Şöhretler şöhretlerini nasıl elde eder Tüketim toplumunda bu sonuca nasıl ve ne vesileyle ulaşıldığının bir önemi yok. Önemli olan, ismin zihinlere kazınması. O isim zihinlere kazındıktan sonra"Bu ismi ben niye biliyorum" diye kimse dönüp hafızasındaki kayıtları gözden geçirmeyecektir.Necip ülkemizle ilgili olarak "Bu ülkede her şey olabilirsin ama rezil olamazsın" cümlesi pek sık söyleniyor. Aslında postmodern zamanların rezil olma kapasitesini ele veren bir cümle bu ve sadece bizim ülkemize mahsus değil. Eskiden insanlar rezil olmaktan, dile düşmekten korkardı. Günümüzde ne olursa olsun, rezil rüsva da olsa ille de dile düşmenin peşinde, fenomen adayları.Geçmiş zamanlara dair meramımı bir fıkra üzerinden anlatayım:İmamın biri