Daire sahiplerinin inadını, müteahhitlerin hırslarını yıkmak bina yıkmaktan daha zor

Deprem felaketi tüm gözleri "eski binalara" çevirdi. Riskli bölgelerde yaşayanlar -ister istemez- endişeli. "Kentsel dönüşüm" ise bu işin olmazsa olmazı.Gel gelelim...Kiminde daire sahiplerinin inadını, kiminde de müteahhit firmaların hırslarını yıkmak, bina yıkmaktan daha zor oluyor.Ve maalesef...İnsanlar, riskli yapılarda -diken üstünde- yaşamak durumunda kalıyor. Misal...Altındağ'daki Türk-İş Blokları'nda, 281 blok ve toplamda 2 bin 566 daire var.Burası, 2014'te "riskli alan" ilan edilmişti.Bazı eski ve bakımsız bloklar yıkıldı.Lakin..."Kentsel dönüşüm sancısı" çeken daha birçok bina öylece duruyor.Tapu kayıtlarında Seyfi Demirsoy Mahallesi 24656 Ada-2 parseldeki 20 blok, bu sancıyı yaşayanlardan.20 blokta toplam 160 daire bulunuyor."Türk-İş Blokları'nın 50 yıllık sakinleriyiz" diyen bu 160 dairedeki bazı vatandaşlardan, çok kapsamlı ve çok iddialı bir ileti geldi."Hepimiz yasanın ve yeni imar planının bizlere sunduğu avantajlardan da yararlanarak bloklarımızı ivedilikle yeniletmek istiyoruz" diye başlayan ileti -özetiyle- şöyle:Haberin DevamıCİDDİ SORUNLAR, MAĞDURİYET YAŞIYORUZ"Kentsel dönüşümü doğru bir firma ve işlemlerle yapmak istiyoruz fakat bu süreçte müteahhit C. S. ve B...-B... firmalarından ibaret iş ortaklığı ile Mayıs 2022'den beri ciddi sorunlar, mağduriyet yaşıyoruz. İş ortağı iki firma, yasanın zorunlu kıldığı 23 salt çoğunluğu sağlayabilmek için her yöntemi deneyerek imza almaya çalışıyor. Kendisine teşkil ettiği yaklaşık 15 kişilik bir grupla (içlerinde parsel dışından komisyoncular da vardır) komşularımızı asılsız bilgi ve beyanlarla korkutarak sözleşme ve vekalet almaya çalışmaktadır. 'İmzalayın, yoksa daireleriniz elinizden alınacak', 'TOKİ arsaya el koyacak', 'İmzalar az kaldı, tamamlandıktan sonra bizimle anlaşsanız bile bizden bodrum kattan 11 daire alabilirsiniz', 'Parsele bizden başka müteahhit giremez' vb. söylemlerle tehdit, korku ve baskı oluşturarak özellikle yaşlı komşularımızdan imza alabildiler. Onlara da imzaladıkları belgeleri ne okuttular, ne de nüsha verdiler. İnsanlar neye imza attığını dahi bilmiyor. Biraz direnç gösterenleri de 'Senin daireni biraz özel yapacağız' vaadiyle kandırıyorlar. Sözleşmeyi ve vekaleti okumak isteyene ise 'Neyini okuyacaksın. Noter hazırladı. Noter, devlet. Devlet yanlış yapar mı' deniyor. Tüm bunlara rağmen yarı çoğunluğu dahi sağlayamadılar. Çünkü komşularımız bu firmanın yöntemlerinden ve geçmişinden rahatsızlar. Bizlere dayattığı tek taraflı hazırlanmış sözleşme ve vekalet, yasanın amacını aşan, içi tuzaklarla dolu, bizlere tek taraflı ağır yaptırımlar içeren kabul edilemez belgelerdir. Ayrıca komşularımıza hayali, basit çizimlerden kuralar çektirip kandırmaktadırlar. Son olarak her bloktan bir komşumuza yanlış bilgi vermek ve masrafını kendileri karşılamak suretiyle Risk Analizi Raporu talebinde bulundurdular ve şimdi insanları 'Güzellikle gelin, imza atın. Blokları yıktırıyoruz, ortada kalacaksınız' diye tehdit ediyorlar. Normalde yıkım işi en son aşamada planlı yapılır. Ama firma art niyetle insanları kandırarak talep oluşturtarak bunu bir baskı, korku ve tehdit aracı olarak kullanıyor. Bizler teklif hazırlayan diğer firmaları da incelemek ve tekliflerini değerlendirmek istiyoruz. Yıkım ve tahliye işini doğru zaman ve yöntemlerle yapmak istiyoruz ama komşularımıza korku ve panik yaşatılıyor. Nitekim yapılmak isteneni fark eden bazı komşularımız, başvurularını geri çektiler. İlgili resmi kurumları göreve davet ediyoruz. İddialarımızı doğrulayan tüm deliller elimizde mevcuttur. Gereğinin yapılmasını arz ve talep ederiz."Haberin DevamıÖNERİM VARARSA SAHİPLERİNE EN FAZLA YÜZDE 20-25 KONUT HAKKI VERİLSİNOkurumuz Mehmet Değirmenci, deprem felaketinden ders çıkarılması gerektiğini, üzerine düşülmesi gereken konulardan birinin de "arsa sahipleri" olduğunu söylemiş. Okurumuz, iletisinde şunları aktarmış: "Arsa sahipleri, müteahhitlerle anlaşırken yüzde 40-50 arası konut hakkı istiyor. Bu yüzden müteahhitler ya konut fiyatlarını şişiriyor ya da sağlamlıktan çok kâr etme peşine düşüyor. Arsa sahiplerine en fazla yüzde 20-25 konut hakkı verilmesi, binalara deprem izolatörü yapılması şart koşulmalı. Bu bir yasa ile düzenlenir ise olası depremler en düşük zararla atlatılabilecektir."Haberin DevamıBİNADA GÜVENLİK TEMELDEN BAŞLAROkurumuz Selahattin Erdem, "Eğer temel binadan geniş yapılırsa, depremde sarsıntıyı azaltacağını düşünüyorum" diyor.Bu fikriönerisi üzerine bir de çizim yapan okurumuzun iletisi şöyle:Resim 1: Binanın temeli eski usul, kibrit kutusu gibi. Temel binanın devamı gibi.. Temelde destek olmadığı ve zemin toprak olduğu için bina temelden sallanmaya başlıyor. Sallanma hızlanınca da yıkıma sebep oluyor. Bu nedenle binaların temel planlarının sağlıklı olmadığını düşünüyorum.Resim 2: Binanın temeli binadan geniş olursa, payanda olur. Deprem ilk olduğunda sarsıntıyı azaltır. Sallantı azalınca, yıkım en aza iner. Binanın etrafını dolaşan temelin sadece alt kısmına iri çakıl taşı serip, darbeli aletle iyice sıkıştırılmalı. Bu yöntemle yapılan binalarda, depremin yıkım etkisinin büyük ölçüde azalacağına inanıyorum.Haberin DevamıSÖZ YETKİLİDE-1BEKİR ÖDEMİŞ'TENYAHUDİ MAHALLESİAÇIKLAMASIBurada Okur Yazar'da geçen ay, Altındağ'ın Yahudi Mahallesi sakinlerinden Aydoğan Yazkan, Belguzar Kösemenci, Faruk Deyiş, İsa Yıldırım ve Yılmaz Yazkan'ın ortak iletisine yer vermiştim.Okurlarımız, "Yahudi Mahallesi ayağa kalksın" taleplerini dile getirmiş ve -özetiyle- şunları aktarmışlardı:"Ankara'nın en eski ve tarihi mahallelerinden biri olan Yahudi Mahallesi'nde artık resmen bir alarm durumu var. Boş konaklar yıkılma ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya."Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Kültür ve Tabiat Varlıkları Dairesi Başkanı Bekir Ödemiş, okurlarımızın bu ortak iletisine, kapsamlı bir yanıt göndermiş. Ve söz şimdi yetkilide:Haberin DevamıMÜLKİYETLERDE ÇAKIŞMA VAR"Yahudi Mahallesi, diğer adıyla İstiklal Mahallesi, 'Ulus Tarihi Kent Merkezi Kentsel Sit Alanı ve Yenileme Alanı' sınırları içerisinde kalmaktadır. Bölgede 1961 yılı ve sonrasında Bölge Kat Nizamı kanunu kapsamında yapılan uygulamalar sonrası, yeni parsellerin tapuya tescil edilmesi ancak kadastro parsellerinin de halen tapuda tescilinin devam etmesinden kaynaklanan üst üste çakışık mülkiyetler bulunmaktadır. Bu durum proje onayı, inşaat ruhsatı, tadilat ruhsatı vb. işlemlerin yapılmasına olanak vermemektedir. Mülkiyetteki bu çakışmalar ancak yeniden bir parselasyon planı yapılması ve tapuya tescil edilmesi ile çözümlenebilecektir. Ulus Tarihi Kent Merkezi Koruma Amaçlı İmar Planları mahkeme kararları ile iptal edildiğinden parselasyon planları hazırlanıp uygulanamamıştır.YENİ İMAR PLANI YAPILIYORYeni Koruma Amaçlı İmar Planı çalışmaları yürütülmekte olup, 2023 yılı ilk çeyreğinde ihalesi gerçekleştirilecektir. İmar planlarının yürürlüğe girmesini takiben parselasyon planları da ivedilikle yapılacaktır. İstiklal Mahallesi'nde plan ve projelere altlık oluşturacak, tarihi yapılar ve sokak dokularına ait tüm analizler Daire Başkanlığı'mız Koruma Uygulama ve Denetim Büroları (KUDEB) uzmanlarınca yapılmış olup, envanter çalışması tamamlanmıştır. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Sayın Murat Kurum'un 01.09.2019