Fatih Selek

Türkiye

Gazetecilik onuru

Reklamcılar Platformu iki hafta önce bir açıklama yaptı. Mevzu reklamcıların maaşlarıydı. Açıklamada Türkiye'de reklam sektörünün her geçen gün büyüdüğü, buna karşılık reklamcıların aldığı ücretlerde gerileme olduğu, maaşlar arasında uçurum bulunduğu, yeni mezun reklamcılara en az 22 bin lira verilmesi gerektiği ifade edildi. Bir hafta sonra benzer

Fulya'nın umresi Göksu'nun namazı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Körfez ülkelerine kritik bir ziyaret gerçekleştirdi ve çok önemli anlaşmalara imza attı. Ne var ki tarihî gezi, Erdoğan'ı takip eden gazetecilerden Fulya Öztürk'ün umresi kadar gündem olmadı. Öztürk, Kâbe ziyaretini sosyal medya hesabından paylaşınca, hakkında linç kampanyası başlatıldı. Oysa geçmişte Suudi Arabistan'a giden

Yapay zekâ gazeteciliği bitirir mi

Milyonlarca aday üniversite yolunda. Sonuçlar açıklanınca tercih maratonu başlayacak. Gençler "onu mu yazsam, bunu mu yazsam" kararsızlığı içinde zor günler geçirecek. Bundan yirmi yıl kadar önce "geleceğin mesleği" diye gösterilen birçok iş çöp oldu. Öte yandan teknolojiyle birlikte yeni meslek dalları doğdu. Mesela o yıllarda Google SEO Uzmanı di

Parti rozeti eksik gazeteciler

Batı'daki mevkidaşlarınız gibi o akşam 'istifa ediyorum' diyebilirdiniz. 12 gün boyuncu seçmenleri âdeta cami avlusuna terk edilmiş kimsesiz çocuklar gibi yalnız bıraktınız. Niçin bunu yaptınız Bu seçimi kaybettiniz. Niye 12 gün boyunca sustunuz İktidarın girdiği en zayıf seçimi bile alamadınız. Bunun bir öz eleştirisinin olması gerekmez mi CHP

"Bir numaralı tören"de gördüklerim...

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeni döneme başlama törenine davetliydik. Ankara'ya iner inmez yağışlı bir hava karşıladı bizi.Bu yüzden Beştepe'ye ulaşmak, Külliye'ye girmek kolay olmadı. Nitekim tören de kapalı alanda yapıldı. Ama etkileyici bir atmosfer vardı. En azından benim gibi ilk defa 'bir numaralı tören'e davet edilen birisi için fazlasıyla etki

Kılçıksız seçim

Yedi parti bir araya gelmişti. Masalar kurulmuştu. Anketlerde önde olduklarını söylüyorlardı. 'Fotoğraf göründü, geliyoruz, kazanacağız, yüzde 60 alacağız, ilk turda bitecek' diyorlardı. Oturdukları yerden koltuklar dağıtıyorlar, minik partilere, belediye başkanlarına unvanlar biçiyorlardı. Meydanlarda adaylarını "Sayın cumhurbaşkanım" diye takdim

Her şey değişti, bunlar değişmedi

Cüneyt Ülsever diye bir adam vardı. Hürriyet'te köşe yazarıydı. Fena da yazmıyordu.

Algıcılar ters köşe

Seçmeni iki his sandığa götürür: Umut ve korku. Kaç yıllık gazeteciyim, seçmenim AK Parti kitlesinde 'kaybediyoruz' korkusunun bu denli yoğun olduğuna şahitlik etmedim. Herkes birbirine aynı soruyu soruyordu:-Sence ne olur Muhafazakârlar tereddütlü, endişeliydi... İstanbul'da 1,7 milyon kişinin toplanmasının itici gücü buydu bu duyguydu. Ankara'da,

Havalimanında üçüncü buluşma ne diyor

Mitinglerin seçmen tercihine bir etkisi var mıdır bilmiyorum. Ama şurası kesin: Seçimin sonucu miting alanlarından belli olur. Bilhassa da İstanbul mitinglerinden. CHP cumartesi Maltepe'deydi. Ne var ki altı parti genel başkanı, iki belediye başkanı bir önceki aday Muharrem İnce kadar ancak insan toplayabilmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2019'da meta

Bir diplomatın nükleer hatıraları: Fırsatı nasıl kaçırdık

Müfit Özdeş diye bir emekli büyükelçimiz var. İran, Afganistan, Libya gibi zor coğrafyalarda görev yapmış. Sonra da hatıralarını kaleme almış. Çarpıcı notlar vardı iki yıl önce çıkan "Harici Bir Hariciyecinin Not Defteri"nde. Bunlardan biri Akkuyu Nükleer Santrali üzerineydi... Bakın neler anlatıyor diplomatımız: "1980 yılının Eylül ayı başında ben