Zenginliğe göz kapamak

Çok eskiden beri yer altı zenginliklerine sahip olduğumuz, fakat bunları değerlendiremediğimiz söylenir. Bundan yola çıkılarak, "Zengin toprakları fakir bekçileriyiz" de denilir. Bir ölçüde doğru olan bu tespit, idarecilerimize büyük vazifeler yükler.Topraklarımız zengin de, gökyüzümüz, havamız 'fakir' mi Güneş gibi imkâna sahibiz ve bundan gereği gibi istifade edemiyoruz. Gerçi son yıllarda bu noktada bazı adımlar atılmış durumda. Fakat bu, olması gerekenin çok azı. Yer altı ile ilgilenmek yerine önceliği güneşten istifadeye vermek Türkiye için çok daha kârlı ve avantajlı değil mi Güneşli gün sayısı bakımından Türkiye'den çok daha fakir olan Avrupa'nın; bizden çok daha fazla 'güneş enerjisi' elde etmesini nasıl izah edeceğiz Onlar güneşten milyarlarca lira kazanırken biz aynı başarıyı niçin elde edemiyoruz Sadece şu haber, bu noktada çok geri kaldığımızı göstermez mi: "Avrupa Birliğinde (AB) mayıs-ağustos döneminde güneş enerjisinin elektrik üretimindeki payının yüzde 12,2 ile rekor seviyeye ulaşması, AB'yi 29 milyar avro potansiyel doğal gaz ithalatından kurtardı. (...) Bu yıl mayıs-ağustos döneminde toplam elektrik üretiminde yüzde 12,2'lik pay alarak rekor kıran güneş enerjisi, yüzde 11,7 payı olan rüzgâr ve yüzde 11 payı olan hidroelektriği geride bıraktı. (...) AB üyesi ülkelerin 18'inde güneşin elektrik üretimindeki payı ülke bazında da rekor kırdı. Söz konusu dönemde Hollanda'nın elektriğinin yüzde 22,7'si, Almanya'nın elektriğinin yüzde 19,3'ü ve İspanya'nın elektriğinin yüzde 16,7'si güneşten elde edildi. (...) Güneş enerjisi kapasitesi 2018'deki 104 gigavat seviyesinden 2021 sonu itibarıyla 162 gigavata yükseldi. Sadece geçen yıl, söz konusu ülkelerin toplam kapasitesinde 23 gigavat artış görüldü. (...) Ember Kıdemli Analisti Pawel Czyzak, 'Güneş enerjisi çok ihtiyaç duyulan rahatlamayı sağladı ve yapılan yatırımlar karşılığını