Türkiye'nin hukuk imajı

Bazıları görmek ve bilmek istemese de ülkemizin en önemli problemlerinden biri de hukuk sahasında yaşanan sıkıntılardır.Vatandaş nezdinde bu mesele önemli görünmese de, ekonominin düzelmesi ve krizlerin aşılması da esasında 'hukuk sisteminin' düzelmesine bağlıdır. "Bize önce para lazım. Cebimiz boş, tencereler kaynamıyor" gibi görünüşte haklı şikayetler yerine "Bize önce hak, hukuk ve iyi işleyen bir adalet sistemi lazım" demedikçe; ekonomik krizlerin bitmeyeceğini de hep birlikte görüyoruz ve görmeye de devam edeceğiz. Elbette 'tencerelerin kaynamaması' büyük bir derttir, ama bunun asıl sorumlusu hukuksuzluk ve adaletsizliktir. Bu bakımdan "Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam" diyebilen bir anlayışın, bir cemiyetin hayat bulmasına çalışmak icap eder. Daha İyi Yargı Derneği'nin 1 Eylül 2022'deki 2022-2023 Adli Yılı başlangıcından önce düzenlediği basın toplantısında konuşan dernek başkanı Av. Mehmet Gün, "Adli tatil israftır, bu uygulamaya son verilmelidir" demiş ve Türkiye'nin, hukukun üstünlüğü ve yargı sorununu henüz çözemediğine dikkat çekmiş. Av. Gün, anayasanın "demokratik hukuk devleti" ilkesinin aksadığını, uluslararası alanda Türkiye'nin imajının, "gelişmeye istekli bir hukuk devleti ve özgürlükçü demokrasi"den, "özgürlüklerin kısıtlandığı hibrit bir sistem" seviyesine gerilediğini de belirtmiş. Av. Mehmet Gün'ün, mevcut hukukî duruma ilişkin değerlendirmesi de şöyle: "Türkiye, hukukun üstünlüğü ve yargı sorununu henüz çözememiştir. Bu iki temel sorun birbiri içine geçerek kördüğüm halini almıştır. Yargı hizmetlerindeki aksama toplum hayatını her alanda olumsuz etkileyerek ülkenin ileri gitmesine, refahın artmasına engel oluyor, ülkemizi orta gelir, orta demokrasi, orta eğitim tuzaklarına mahkûm ediyor. En başta, anayasanın 'demokratik