Krizlerinize sahip çıkın!

Türkiye'yi idare edenler çok kolay bir yol bulmuş: Varsa her türlü iyiliğe sahip çıkmak ve krizleri, kargaşaları, başarısızlıkları başkalarına havale etmek.Peki, olması gereken bu mudur İyiliklere, başarılara sahip çıkıp; krizlere sahip çıkmamak akıl ile, insaf ile izah edilebilir mi Bir savaşta kazanılan zaferi komutana, hezimeti ise askerlere, erlere, onbaşılara vermek adalet anlayışıyla izah edilebilir mi Ülkemizdeki idareciler ve siyasetçiler yollara, limanlara, 'iyi iş'lere dört elle sarılırken; zamlara, pahalılıklara, haksızlıklara, adaletsizliklere, adam kayırmalara sahip çıkmıyorlar. Daha doğrusu bu 'kötü' neticelerin sorumlusu olarak kendilerini görmüyorlar. Peki krizler, zamlar, sıkıntılar siyasetçilerin aldıkları kararların bir neticesi değil mi En temel ihtiyaçlar arasında yer alan elektrik, akaryakıt ve benzeri ürünlere zam kararı alanlar idareciler değil mi Bunun neticesinde ortaya çıkan ekonomik sıkıntının sorumlusu niçin siyasetçi ve idareciler olmasın 'Yol'a sahip çıkan idarecilerin yapılan yolsuzlukları görmemesi, bundan başkasını sorumlu tutması kabul edilebilir mi Şimdiki idarecilerin büyük bir hatası da, yaptıkları yanlışlarda ısrar etmeleridir. Eskiden birlikte çalıştıkları dostları dahil, dünya alem uygulanan yanlış politikaların terk edilmesini istiyor. Buna rağmen eski 'dost'larını dahi dinlemiyor ve yanlışlarına yeni yanlışlar ekliyorlar. Yanlış işlerdeki bu ısrar, bu inat, bu tavır haklı görülebilir mi Mesela, görünüşte enflasyonla mücadele ediyorlar. Fakat bu mücadele, sadece açıklanan enflasyon rakamlarını düşük göstermekle sınırlı kalıyor. Çarşıda ve pazarda milletin gördüğü fiyatla, açıklanan resmi ramaklar arasındaki uçurumu kim izah edebilir Ayrıca devletteki israfı sona erdirecek hiç bir adım atmamaları nasıl