Kalite sizi ilgilendirmiyor mu

Pek çok şeyde aradığımız kaliteyi, acaba; hak, hukuk, adalet, demokrasi, insan hakları ve benzeri meseleler söz konusu olduğunda niçin aramayızYa da bu meselelerde de en iyisini, en kalitelisini, en faydalısını aramak, istemek ve sahip olmak insanımızın hakkı değil mi Bir ayakkabı ya da bir elbise alırken kaliteli olmasına bakarken, insani ihtiyaçlar için aynı hassasiyeti göstermemek yanlış değil mi Ülkemizdeki hukuk sisteminin 'kaliteli olmadığı' her halde tartışma götürmez. Gerek idareciler ve gerekse siyasetçiler belki yüz, belki bin defa hukuk sisteminde sıkıntılar olduğunu dile getirmişlerdir. Böyle olduğu için yeni kanunlar, yeni paketler, yeni çalışmalar da yapılıyor. Buna rağmen hukuk ve adalet sisteminde arzu edilen seviyeye ulaşılabilmiş değil. Kalite en genel tanımıyla, bir hizmet ya da ürünün, müşterilerin ihtiyaç ve beklentilerini en iyi şekilde karşılayabilme derecesi olarak tanımlanıyor. Adalet sistemine müracaat eden vatandaş, bu sistemden 'beklentilerine uygun' adil bir netice alabildiğini düşünüyor mu Bugün sokağa çıkılsa ve sıradan vatandaşa da bu noktadaki fikri sorulsa, büyük çoğunluğun hukuk sisteminden memnun olmadığı ortaya çıkar. Hatta yargı sistemini işletenler de mevcut durumdan memnun değildir. Yargıda kalite tartışması, Türkiye Adalet Akademisi'nin 1500 hâkim ve savcıya bir yıl sürece gerekçeli karar yazma eğitimi verileceğini duyurması ile zirveye çıkmış. Konuyu değerlendiren eski İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan, mülakatlara işaret ederek "Asıl olarak liyakat aranmıyor, 'Bizden mi değil mi' ayrımına bakılıyor" ifadelerini kullanmış. Son dönemlerde 15 bine yakın hakim ve savcı alındığına dikkat çeken Av. Turgut Kazan, "Onların önemli bir çoğunluğu avukattı. O avukatların önemli bir çoğunluğu da AKP'liydi. Zaten birçoğu siyaset yapıyordu.