İstanbul'un sel derdi

Büyük şehirlerin bir derdi de altyapının yetersiz olmasıdır. 2 ya da 3 milyonluk şehirler 20 ya da 30 yıl içerisinden 10 ya da 15 milyonluk şehirler haline gelince bu dert iyice hissedilir oldu.Geçmiş yıllara göre 'hava durumu'nun değiştiğini uzmanlar da ifade ediyor. Artık yaz ve kış olmak üzere iki mevsim var denilse yeridir. Sonbahar ve ilkbaharı hissetmek iyice zorlaştı. Aynı zamanda şehirlerin havası ya çok sıcak ya da aşırı yağmurlar sebebiyle yollar sele teslim oluyor. Sıkıntının bir sebebi de hemen her ilçede 'dere yolları'nın olması. Eskiden derelerin aktığı yerlerden artık arabalar 'akıyor.' Derelerin üstünün kapatılıp kanallara hapsedilmesi, yağmur sularının taşmasına ve yolların sele teslim olmasına yol açıyor. Türkiye'nin en kalabalık ve 'turistik' şehri olan İstanbul'daki 'sel manzaraları' şehrin idarecilerini ve dolayısı ile Türkiye'yi idare edenlerin de birinci gündem maddesi olmasını icap ettirmiyor mu Hemen her yağmur sonrası bazı yolların sele dönmesi, evleri su basması ve bazen de ölümlere yol açması, konunun ehemmiyetini göstermez mi Her şehir için uzun dönemli planların yapılması şart olmakla birlikte, İstanbul, Ankara ve İzmir için özel gayret icap eder. Elbette ki yağmur, sel, deprem gibi 'afet'lere engel olmak mümkün değil. Fakat bunlara karşı tedbir almak çok mu zor Niçin her 'yoğun yağmur yağışı' sonrasında yollar sellere teslim olsun Neden belli başlı evleri su bassın Neden binlerce insan mağdur olsun ve milli servet kaybolsun Hem İstanbul'u idare edenler hem de Türkiye'yi idare edenler "Biz yağmur ve sellere karşı gerekli her türlü tedbiri aldık" diyebiliyorlar mı Tedbir almak içen acaba ne bekleniyor İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere bütün şehirler