İnsanlığın itirazı savaşları durdurur

Dünyanın bir 'köy' halini aldığı her hadiseden anlaşılıyor.Rusya'nın, Ukrayna'ya savaş açması ve ülkeye müdahale etmesi bütün dünya ülkeleri gibi Türkiye'yi de yakından ilgilendiriyor. Eskiye nispetle 'çok uzak' olan yerler şimdi hükmen 'çok yakın' ve 'aynı köy' gibi hüküm alıyor. Dolayısıyla dünyanın neresinde olursa olsun meydana gelen bir savaş, bir kargaşa dolaylı da olsa ülkemizi de ilgilendirmiş oluyor. Bununla birlikte bu hadiseleri takip ederken 'zarar'a girmemek icap eder. Bediüzzaman Hazretleri, İkinci Dünya Savaşı devam ederken 'haberler'e ilgi göstermemiş ve her insanın başına açılan 'daha büyük bir savaş' olarak tarif ettiği 'Ahireti, Cenneti, imanı kazanmak ya da kaybetmek' dâvâsına dikkat çekmiş. Bu bakımdan böyle hadiseleri takip edenlerin taraf olup onların zulmüne ortak olma tehlikesi olduğunu bilmeliyiz. Ayrıca, "Devletler, milletler muharebesi, tabakat-ı beşer muharebesine terk-i mevki ediyor. Zira beşer esir olmak istemediği gibi, ecîr olmak da istemez" diyen Bediüzzaman; esas 'savaş'ların ülkeler arasında değil, toplumdaki tabakalar arasında yaşandığına işaret etmiştir. (Sünûhat, Rüyada Bir Hitabe, s. 57) Tabakalar arasındaki muharebeler her ülkede devam ederken, ara sıra devletler arasında da savaş patlak veriyor. Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan hadise de bunlardan biri. Elbette bu hadiselerin bir görünen yüzü var, bir de arka planda yaşananlar var. Ancak prensip olarak savaşlara itiraz etmek 'sulh-u umumî' yani 'dünyanın her yerinde barış' olmasını talep etmek insaniyetin gereğidir. Ukrayna hadisesinden sonra ortaya çıkan tabloya bakıldığında dünyanın pek çok ülkesinde, farklı siyasî görüşteki insanların ortak bir sesle 'savaşa hayır' dedikleri duyuluyor. Hatta ve hatta, Ukrayna'ya