Geçmişte, gerek Türkiye'yi idare edenlerin, gerekse ekonomi uzmanlarının tekrar ettikleri bir "Orta gelir tuzağı" kavramı vardı.Buna göre Türkiye bu tuzağa düşmüş ve bir türlü 'üst gelir seviyesi'ne çıkamıyordu. İdareciler ve uzmanlar, Türkiye'nin bu tuzaktan kurtulması için yapması gereken çalışmaları sıralar ve hatta bu tuzaktan kurtulma tarihlerini dillendirirlerdi. Şimdilerde 'orta gelir tuzağı' dillendirilmemiş olsa da, yeni bir tuzağa daha düşmüş gibiyiz. Şimdiki tuzak, "Asgari ücret tuzağı" olarak isimlendiriliyor. Artık 20 ya da 30 yıllık tecrübeli çalışanlar bile 'asgari ücret'in biraz üzerinde bir maaşa talim eder hale geldi. Oysa asgari ücret, yeni işe girenlerin tecrübe kazanıncaya kadar aldıkları ücret olarak bilinirdi. Şimdi büyük çoğunluk 'asgari ücret' alarak çalışanların çoğunluğu bir bakıma 'fakirlikte eşitlenmiş' oldu. İdareciler tarafından ifade edildiği üzere, 2023'te uygulanacak asgari ücret, Aralık ayı başında toplanması beklenen Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından belirlenecek. Enflasyon rakamları dikkate alındığında yeni asgari ücretin nispeten yüksek olacağı tahmin ediliyor. Ancak, rakamların artması çalışanların refahına ne ölçüde yansıyacak, bu belli değil. Çünkü bir yandan asgari ücret artarken, öte yandan mal ve hizmetlerin fiyatı daha fazla artıyor. Uzmanların ifadesine göre Türkiye'deki asgari ücret 2015 yılına kadar pek çok Doğu Avrupa ülkesinin üzerindeydi. Fakat o tarihten sonra tablo tersine döndü. Türkiye'deki asgari ücret yalnızca AB üyesi ülkelerin gerisinde kalmadı, Sırbistan ve Karadağ gibi ülkeler de Türkiye'yi geride bıraktı. Öyle ki, Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) verilerinde yer alan 27 Avrupa ülkesi arasında Türkiye, Arnavutluk'un ardından en düşük asgari ücreti veren ikinci ülke oldu. (BBC Türkçe, 28 Ekim 2022) "Asgari ücret"in, hemen her çalışana uygulanan bir ücret haline gelmesi umumi anlamda gelir seviyesinin düşük olmasına da yol açıyor. Bunun yanında bazı