Eğitimdeki tablo değişsin

Ekonomik, sosyal ve siyasi pek çok konuda sıkıntıları olan Türkiye'nin; eğitimde en iyi olması elbette mümkün değil. Netice itibarıyla bu meseleler birbirini destekleyen ve tamamlayan konular.Şükür ki, eğitim konusunda arzu edilen seviyede olmadığımızı Türkiye'yi idare edenler de ara sıra itiraf ediyorlar. Başka konularda olduğu gibi bu konuda da; "Dünya bizi kıskanıyor, biz en iyi durumdayız" da diyebilirlerdi. Problemin kabul edilmiş olması, çözüm ve çare noktasında daha kolay adım atılmasına vesile olabilir. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından yayımlanan bir raporda, eğitim alanında Türkiye'nin yatırım ve araştırma konularında iyi olmadığını ortaya koymuş. Buna göre Türkiye, ilköğretimden yükseköğretim düzeyine kadar öğrenci başına yıllık harcamada OECD ülkeleri içinde son sıralarda yer alıyor. Mevcut bilgilere göre Türkiye, talebe başına ortalama 5 bin 743 dolarlık yıllık harcamayla 36 ülke içinde 34. sırada. OECD'de ortalama ise 11 bin 990 dolar. Türkiye'de ilköğretimden yükseköğretim düzeyine kadar öğrencilerin masrafı, gayri safi yurt içi milli hasılasının yüzde 5,2'sine denk geliyor. OECD'de yükseköğretimde araştırma ve geliştirme için öğrenci başına yıllık harcamada kişi başına 4 bin 678 dolar ile veri açıklayan 28 ülke içinde Türkiye 27. sırada. Rapora göre, 25 ila 34 yaş arası yüksek öğrenime devam edenlerin oranı Türkiye'de son 20 yıl içinde yüzde 9'dan yüzde 40'a çıkarak yüzde 31 puanlık artış gösterdi. Bu artışın OECD ortalamasını çok üzerinde seyrettiği kaydedildi. Raporun diğer ilginç bir tespiti ise 3 ila 5 yaş grubu ilkokul öncesi anaokuluna giden çocuk sayısının Türkiye'de oldukça düşük olması. Bu yaş grubu çocukların yüzde 41'i anaokuluna kayıt yaptırılırken, OECD ülkeleri içinde ortalama oran yüzde 83. Türkiye'de yüksek öğrenim gören yabancı öğrenci sayısı ise toplam öğrenci sayısının yüzde 0,9'unu teşkil ediyor. Türkiye, bu alanda veri