Dünyanın değişik yerlerinden ve bilhassa Avrupa'dan sıklıkla 'İslamofobi' kaynaklı saldırı haberleri gelir.Bazıları camilere, bazıları da sokakta geçen Müslüman kadınlara saldırır ya da psikolojik şiddet uygularlar. Bu haberler duyuldukça, Avrupa'nın "İslama ve Müslümanlara karşı" olduğu kanaati yayılır. Elbette "İslamdan korkan ya da ürken" kişiler ve gruplar vardır. Fakat Avrupa'nın tamamının böyle olduğunu düşünmek yanlıştır. Müslümanlardan korkan ve ürkenlerin yanında, onların tanıyan ve savunan kişi ve gruplar da vardır. Hatta siyasetçiler arasında da Müslümanları samimi olarak savunan kişilerin olduğunu herkes görüyor ve biliyor. Avrupa ve dünyanın diğer ülkelerinde bulunan siyasetçiler bazen öyle isabetli, öyle doğru tespitler yapıyor ki takdir etmemek mümkün değil. Hatta çoğu Müsmüman idareci, o nispette isabetli tespitler yapamaz ya da yapmaz. Bu anlamda doğru ve isabetli tespitlerden birini de (AGİT) bünyesinde yer alan Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi Direktörü Matteo Mecacci yapmış. Geçmişte, İtalya'da Radikal Parti Parlamento Üyesi olan ve Uluslararası Tibet Kampanyası Başkanlığını yürüten Mecacci'nin tespiti şöyle: "İbadet yerlerine yönelik saldırılar, inanç özgürlüğü hakkının hem lafzına hem de ruhuna aykırıdır." "Güzel haber" şöyle: "Uluslararası Din veya İnanç Temelli Şiddet Kurbanlarını Anma Günü" dolayısıyla AGİT tarafından yapılan yazılı açıklamada, ODIHR Direktörü Mecacci'nin görüşlerine yer verildi. AGİT bölgesinin dini ve kültürel açıdan zengin bir mirasa sahip olduğunu belirten Mecacci, ibadethaneler ve çeşitli dinlere ait tarihi kalıntıların yalnız