Faruk Çakır

Yeni Asya

Sosyal dertlere çare

Ülkemiz, İstanbul'da işlenen ve tarif edilmesi dahi çirkin olan cinayetlere şahit oldu.Duyan herkesi şok eden bu cinayetler sonrası "Bu hale nasıl geldik" sorusu yüksek perdeden seslendirilmeye başlandı. Bu sorunun hemen devamında da "Milletçe yaşadığımız bu sosyal krizi nasıl aşarız" konusu gündeme geldi. Şunu ifade etmekte fayda var: Bu ve benzer

Sosyal çürümenin sorumlusu kim

Türkiye'nin karşı karşıya olduğu 'tehlike'ler büyük ölçüde biliniyor, ancak bu sıkıntıların sorumlusunun kim olduğu noktasında ihtilaf var. Oysa 'yetki'si olan aynı zamanda 'sorumlu' da olur. Yetkisi olmayanları sorumlu tutan bir anlayışla sıkıntıları ortadan kaldırmak mümkün değil.Yeteri kadar gündeme gelmemiş olsa da ülkemizin bir sıkıntısı da 'ç

Bin yıl gibi

Filistin ve Gazze başta olmak üzere dünyanın pek çok yerinde zulüm ve haksızlıklar devam ederken "büyük devletler"in idarecilerinin bu zulme seyirci kalması insanlığın vicdanını sızlatmış durumda.Ancak idareciler seyirci kalmış olsa da bir bütün olarak vicdanlı insanlar başta Gazze olmak üzere devam eden zulmün sona ermesini istiyor ve bekliyor. Ta

"Açık cami"deki davet

Almanya'da 1997 yılından beri düzenlenen önemli bir 'gün' var. Bu sene 28'incisi düzenlenen "Açık Cami Günü" meraklı Almanlara İslamiyeti anlatmak için güzel bir fırsat olarak görülüyor.Hemen her yıl bu 'gün'e ilgi gösterenler artıyor ve belki de mühtedi olanların bir kısmının kalplerine 'ihtida etme meyli' bu günlerde atılıyor. Almanya Müslümanlar

Çok ağır fatura

Dünyanın gözünün önünde ve dünyaya rağmen devam eden İsrail zulmü, sınırları çoktan aşmış olsa da 'büyük devletlerin idarecileri' henüz uyanabilmiş değil. Onlar kasıtla zulümde sınır tanımayan İsrail'i desteklemeye devam ediyorlar.Bununla birlikte her ülkede var olan insaf ehli insanların zalim İsrail'in yaptıklarına itiraz ettiğini de görmezden ge

Dışardan bakan ne görüyor

Yabancı devlet adamlarının Türkiye'yi ziyaretleri esnasında yaptıkları konuşmalar ekseriyetle 'siyaseten söylenmiş sözler' olarak kayıtlara geçer.Bununla birlikte ülkemiz için ifade edilen "Batı'yla Doğu arasında bir köprü olma hali" genel kabul gören bir tarif olarak yorumlanır. Türkiye'yi ziyaret eden Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb da

Yola değil, yolsuzluğa itiraz

Türkiye'nin çok daha fazla yola ihtiyacı olduğu her halde tartışılmaz. Ancak bu yolları yaparken 'yolsuzluk' yapmayı da hiç kimse savunamaz ve savunmamalı.Ne yazık ki son yıllarda "Çalıyor ama yol yapıyor" benzeri bir anlayış ortaya çıktı ki bu da başka bir yanlışlık olsa gerek. Tabii ki hadiselere hangi pencereden bakıldığı önemlidir. "Pahalılık i

Şeffaflık istediğinizden emin misiniz

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) 28. Dönem 3. Yasama Yılı mesaisine 1 Ekim 2024 tarihi itibarıyla başlamış oldu. "Milletin kalbi" mesabesindeki TBMM'nin çalışması, millet menfaatine işler yapması sadece Türkiye'nin değil; dolaylı olarak "İslam dünyasının" dahi menfaatinedir.Mevcut haliyle TBMM'nin 'milletin sesi'ne kulak verdiğini söylemek kolay

Son kaybeden İsrail olsun

Zalimlerin ilanihaye kazanması ve galip gelmesi fıtrat kanunlarına aykırı olduğuna göre; hak, kukuk ve adalet tanımayan İsrail'in "son kaybeden" olacağını söylemek her halde kehanet olarak görülemez.Zulüm ve haksızlıkta sınır tanımayan İsrail'in "son kaybeden" olacağını gösteren alametler çoğalmaya başladı diyebiliriz. Zalim İsrail'in 'son kaybede

Suçlular neden dışarıda

Geçen günlerde İstanbul Ümraniye'de yaşanan bir olay, infaz sisteminin işleyişi konusunda tartışmalara yol açtı. 26 suç kaydı bulunan birinin dışarıda serbest dolaşıyor olması tepkilere sebep oldu.Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Altınbaş Üniversitesi'nden Ceza Hukuku Uzmanı Prof. Dr. Hasan Sınar, şöyle demiş: "Ceza yasasında suçların karş