Nehir söyleşisi nedir

Bilmem dikkat ediyor musunuz son yıllarda ortaya çıkan "nehir söyleşisi" alt başlığı ile bir edebiyat türü var. Sözlü tarih çalışması olarak da değerlendiriliyor. Bir kişinin biyografisini yazarken kendisine veya yakınlarına sorular sorarak yaşamını okura aktarıyorsunuz.

Ben bugüne kadar birçok biyografi kitabı yazdım: Cemal Reşit Rey, İlhan Usmanbaş, Nevit Kodallı, Ayla Erduran, Necil Kazım Akses, Bülent Tarcan, Zehra Yıldız, Gürer Aykal, Leyla Gencer gibi. Bunların çeşitli baskıları da yapıldı. Ama hepsinde de kahramanımı ben 3. tekil şahıs olarak anlatıyordum. Şimdi kitaplığıma bakıyorum, birçok kitapta yazar bu nehir söyleşisi yöntemini uygulamış. Örneğin "Bir Dağda Mucize Yaratan Ressam: Hüsamettin Koçan" başlıklı kitapın kapağında, o kitabın Aslıhan Lodi'nin "Nehir Söyleşi"si olduğu yazılı. Doğal ki soruların sahibi kitabın yazarı. Bir diğer benzer çalışma Sedef Kabaş'ın yazdığı "Hocaların Hocası Nermin Abadan Unat" ile söyleşi kitabı.

Belki dersiniz ki "Oh ne kolay, siz yazar olarak sorunuzu sorun, kahramanınız yanıtlasın, kitap da bir nehir gibi akıp gitsin!"

Hiç sanılan kadar kolay değil aslında.

Ben de şu sıralarda tamamlamakta olduğum çalışmamda zamandizinsel bir çatı kurmayı seçtim. Benim birinci şansım kahramanımın çok boyutlu çok yönlü oluşu. İkincisi böyle bir kitap çalışması için çoktan hazırlıklı ve gönüllüydü. Eklenecek fotoğrafları bile seçmişti. Zamandizinsel olarak başladık çalışmaya. Zaten her şey onun kafasında hazırdı. Şimdi öğrencilerini çalıştırdığı gibi beni de çalıştırıyor! Ara sıra anlattığı şeylerden korkuyorum, ara sıra kahkaha ile gülüyorum. Her konuşmamızdan sonra aklıma bir dolu soru üşüşüyor. Kitap da bitmek bilmiyor! Bitince bir zaman canım sıkılacak, biliyorum. Tarihi gerçekler, coğrafi acılar, yenen haklar, yeni yetişen gençlik ve benim kahramanımı soru yağmuruna tuttuğum nice parapsikolojik olay var. Bütün bunları anlatırken arkadaki fonda hakkı yenmiş bir genç çocuk duruyor. Sonra ona inanan eserlerinin ortaya çıkmasını sağlayan, çağdaş müzik tarihimizin önemli piyanistleri, değerli orkestra şefleri ve tarihin yerliyabancı efsane hocaları var. Yazarken doğal olarak onların da yaşamöykülerine giriyorum, aileyle onların çatışmasına şaşırıyorum.