İngiliz orkestra şefi ve viyolacı Howard Griffiths ile dostluğumuz yıllar öncesine dayanır. Ben onun CD kitapçıklarını yazmıştım. Boğaziçi Albert Long Hall konserlerimizde rengârenk programlarla harikalar yaratmış, sahnedeki Türkçe açıklamalarıyla dinleyicileri mest etmişti. Türk eşi viyolacı Semra Griffiths de dostumuzdu. Howard'ın konser öncesi sempatik Türkçesiyle açıklamalar yapması hâlâ devam ediyor.
Londra'daki gençlik yıllarında Howard, Gürer Aykal ile tanışır. Gürer o sırada Guild Hall'de orkesta şefliği okuyan bir öğrencidir. Bu diplomayı almak için piyano, vurma çalgılar, yaylı çalgılar, tahta ve bakır nefeslileri de çalmak zorundadır. Üstelik henüz derdini bile anlatacak kadar İngilizce bilmiyordur. Müzik bilgisiyle, yeteneğiyle hemen Guild Hall'e kabul edilmiştir. Ancak henüz İngilizcesi yoktur. Hayatının önceliği para kazanmaktadır. O da bir viyola hocası aramaya koyulur. Bulduğu hoca onunla Türkçe konuşunca şaşırır. Hindemith'in ve Furtwangler'in bir zamanlar CSO'ya getirdiği hocalardan biri Dietrich Gerhard'dır. Bir süre sonra Gürer Aykal'a ek gelir getiren işler de bulur. Bu tür bir başka ek gelir de genç viyolacı Howard Griffiths ile sokak çalgıcılığı yaptıklarında elde eder. Howard ile bir arkadaşı Knightbridge'de bir köşe tutmuşlar, iki viyola ile klasik müziğin popüler ezgilerini çalıp her gece bayağı iyi bir para toplamaktadır. Arkadaşı hastalanınca Howard bu işi dostu Gürer'e önerir. Gürer kabul eder ama panik içindedir. "Yani sokakta mı çalacağız Sokak çalgıcısı mı olacağım!" Her ne kadar sokak çalgıcılığı fikrini yadırgasa da Howard'ın ısrarına dayanamaz. Ertesi akşam tek takım elbisesini giyip saç sakal tıraşı olur. Sahneye çıkacak gibi özen göstermiştir ve sokak çalgıcılığına hazırdır!
Özellikle akşamüstleri Harrods mağazasından çıkanlar güzel, nitelikli müzik duyunca yaklaşıp ciddi ciddi onları dinlemeye koyulurlar. Hatta bazıları onlara daha da yaklaşıp nota sayfalarını çevirmeye yardım eder. Topu topu 45 dakika çalmışlardır. Sonunda gelip giden dinleyicinin bıraktığı paraları bölerler, adam başına 72 Pound düşmüştür. Orkestrada çalınca 20 Pound alırken ve eve 15 Pound kira öderken, bu hatırı sayılır bir gelir olmuştur.