Berger ve Ayla Erduran

Annemi ve beni piyanoya başlatan hocamız Madam Marie Hovyan'ın babası asil bir Ermeni ailesinden geliyordu. Biz anlamasak da o çoğu zaman Fransızca konuşurdu. Annem İstanbul'daki bütün genç kızlar gibi çok yönlü yetiştirilmiş, Amerikan Kız Koleji'ne gitmiş ve piyano çalmıştı. Hem vals gibi yapıtları çalardı hem de kendi kendine alaturka şarkıları pek güzel çıkartırdı. Beni de yedi yaşımda Madam Marie ile piyanoya başlatmıştı. Madam Hovyan, aynı zamanda akrabamız Lamia teyzenin de Notre Dame de Sion'dan arkadaşıydı. Dersler bitince Lamia teyze de bize gelir birlikte çay içilirdi. Ama benim yedi yaşımdaki aklımla dikkat ettiğim başka bir şey vardı: Neden madam kolunda, belli ki eskiden olmuş bir yarayı saklamak için uzun kollu buluzler giyerdi Bazen o yara ortaya çıkardı ve ben dehşetle incelemeye çalışırdım. Anneme sorduğumda "Çocuklar öyle şeylere karışmaz" gibi hiç de doyurucu olmayan, üstelik iyice merakımı uyandıran bir yanıt alırdım!

Son günlerde televizyonda oynamaya başlayan dizi "Şakir Paşa Ailesi" birden beni Madam Marie Hovyan'ın merak ettiğim sırrını çözmeye götürdü.

AYLA'NIN ANILARI

Ayla Erduran'ın anılarına uzanıyorum: Ayla, Macar kemancı Karl Berger'den ders almaya başladığında beş yaşındadır. Annesi ile tramvaya binip Berger'in Tepebaşı'ndaki evine giderler. Annesi kocaman şapkalar takan, süslü ve gösterişli bir hanımdır. Yol boyu herkes onun frapanlığına dönüp bakmaktadır. Öte yanda yakışıklı Berger'e de bütün hanımlar hayrandır. Sonradan eşi olacak Şakir Paşa'nın küçük kızı Aliye de onun apartmanına girip çıkarken tanınmamak için başına çorap takarmış!

Dönelim benim piyano hocam Madam Marie'ye. Berger ve zamanın bazı müzisyenleriyle Marie Hovyan'ın Maçka Palas'taki evinde oda müziği yapılırmış. Marie ile Berger'in ilişkisi olduğunu hisseden Aliye bir gün babasının tabancasını alıp bu müzik ortamını basmış ve Marie'ye silah çekmiş. Neyse ki sadece koluna saplanan kurşun çıkartılmış ama madama da unutamayacağı bir iz bırakmış.

Gazeteler şöyle yazmış: "Şakir Paşa'nın kızı Aliye Berger, 1929'da kıskançlık nedeniyle Hrant Bey'in kızı Madam Marie Mannik'i tabancayla vurarak yaraladı. Olayın sebebi, Aliye'nin eski sevgilisi Karl Berger'in, oda müziği yaptığı Madam Mannik ile ilişki yaşadığı iddiasıydı. Atış sonucu kurşun Madam Mannik'i sıyırıp geçti ve yaralanma hafif oldu. Aliye, ifadesinde silahın yanlışlıkla ateş aldığını söyledi ancak Mannik ailesi kıskançlıkla ateş ettiğini savundu." Bu olay sonrası Aliye, kefaletle serbest bırakılır ve 35 gün hapis cezasına çarptırılır. Nüfuzlu bir aileden gelmesi ve daha önce sabıkası olmaması sebebiyle cezası ertelenir.