Öle öle yaşarız

Diyelim ki elimizden geleni yaptık lakin bir şey yapsaydınız ölmezdik der gibi bakan Amir'in gözlerini ne yapacağız..

Amiri bilmek zorundasınız.. Amir'in sekiz yaşında olduğunu öldüğünden daha fazla bilmek zorundasınız. Çölden geçtiğini ayak izlerinden değil ah izinden takip ederek bulmak zorundasınız. Ona ekmek veren eli öptükten sonra dönüş yolunda sırtından vurulduğunu bilmemek, bildiğimiz her şeyden utandırmalı bizi.

Ölmeyi göze alan her çocuk mutluluğa kör oldu.. Bir zahmet görün. Çocukların sayılan kemikleri açlıklarını değil müslümanların bu katliam karşısında ne kadar zayıf kaldığını gösteriyor ..

Karnımız değil kalbimiz aç Anne.

Taş kaynıyor kendi aramızda ölüyoruz,

Gazze şehittir..

Adım Amir ben vuruldum Gazze Şehit oldu.

En yaşlı çocuk bendim bu beni hiç üzmüyordu,

Ellerim titriyordu yaşlılıktan, açlıktan olacak değildi ya,

Sokakta yürüyemiyordum yaşlılıktan, kuşlar koluma giriyordu

Ne sandınız yaşlı arkadaşlarımın cesetlerine takılıp düşecek değildim ya,

Saçlarım ağardı yaşlılıktan, koca sekiz yıl o kadar olsun değil mi efendim,

Ne gördüm sanki hiç, ağaçta asılı kalan kardeşim Ömer'in gövdesiz başını mı

Kulaklarım duymuyordu yaşlılıktan, babamın sesini öldüğü için duymayacak değildim ya,

Adım Amir ben vuruldum Gazze Şehit oldu .

Tanıştığımıza memnun olmadım bakın bu huysuzluk da yaşlılıktan size küser miyim

Küsecek ne yaptınız ki

Onurumuzu değil kemiklerimizi sayanları mı saydınız

Birbirinizi duyamadığınızdan yakınıp, Kuru ot yiyen yetimlerin sesini mi kıstınız

Bize açılmayan kapıların bin kilidi mi oldunuz suskunluğunuzla,

Firavunun yüzüne korkup arkasından lanet mi okudunuz ,

Bize bir lütufmuş gibi tepelerden konserveler yağdıran, izzetimizi undan daha ufak edenlerin gönüllerini almak için bir de teşekkür mü ettiniz !!